Sabah olmuştu.
Güneş doğmuş yerine mükemmel bir renk cümbüşü bırakmıştı. Deniz mavisi ile gök mavisinin rahatlatıcı bir etkisi vardı. Denizden gelen meltem yalının perdesini dansa kaldırıyordu. Her hareketinde bir bahçeye bir yalıya selam çakıyor, ikisi arasında âdeta sa'y yapıyordu.
Bahçeden gelen mis gibi çiçek kokuları içeriye doğru yol alıyordu. Çiçekler ve ağaçlar toplu zikire kalkmıştı.Salonda yine bir kargaşa vardı. Bir sürü kitap üst üste konulmuş okunmayı dört gözle bekliyor gibiydi. Ama hayır! Bunların ortalığa serilme sebebi başkaydı.
Asiye Gül yine bir roman yazma telaşına girmiş, ortalık savaş alanına dönmüştü.Aklına bir şey gelmesi umudu ile ayağa kalktı ve camdan denize baktı.
Salonda bir ileri iki geri hareket ediyor ,arada bir bilgisayara uğruyor aklındakileri kaydediyor sonra devam ediyordu... Hapishanede havalanmaya çıkan mahkumlar gibi bir hali vardı. Bunu hem hareketleri hem de kafa karışıklığı onaylıyordu. Artık roman olsun istiyordu. Olsun ki anne babası onunla gurur duysun.Oflayarak kafasını ekrandan kaldırdı. Koltuğa oturdu ve gözlerini kapattı. Belki dikkatini toplarsa her şeyin üstesinden gelebilirdi.
Yine olmadı . Oflayarak gözlerini açtı ve kendini koltuğa bıraktı. İçinden yazacaklarını mırıldandı.
"Hüma Gül Hanım,merdivenleri tırmandı. Boşluktaydı. Daha sonra o yorgunluğu ile tökezledi. "
Bu sözlerini söylerken salonun ortasındaki merdivenleri yukarı doğru çıktı ve "tökezledi" sözünden sonra kendini merdivenlere attı.
Anlatılan kafası allak bullak olmuştu ki kendini adapte etmek için değişik hareketler yapmaya başlamıştı.Sonra birden kendine geldi ve kafasını kaşıdı.
"Aff Allahım! Saçmalık." deyip kafasını merdivenin korkuluğuna dayadı.Tam düşünme eylemine geçiyordu ki kapı çaldı. Belki bu onun için bir beyin teneffüsü olabilirdi. Dinlenmek için ara vermesi gerekiyordu. Hemen kapıya koştu.
Kapıyı açtığında başından aşağıya bir konfeti patladı. Karsısında ise eniştesi Mert ile kardeşi Lale Gül yüksek sesle bağırıyordu.
"TEBRİKLER! KAZANDIN!"
deyip alkışlamaya başladılar."Neler oluyor ? Siz ikiniz ne çeviriyorsunuz?"
Mert boğazını temizleyip ,
"İçeride konuşalım o zaman." deyip içeriye geçtiler.Karşılıklı masaya oturdular. Konuya Mert girdi ve gülerek heycanla,
"Sen Birleşik Arap Emirlikleri Dubai'ye 5 günlük tatil hakkı kazanan o şanslı kişi oldun Asiye Gül. " deyip yine alkışlamaya başladılar."Bir dakika enişte bey. Ne Duabi'si? "
Bu sefer söze Lale Gül girdi. Kekeleyerek,
"Şey...Mert işyerinde çekiliş ile tek kişilik Duabi tatili kazandı. Ne yazık ki onun daha önemli işleri var. Bu yüzden o gidemiyor . Bileti israf etmek istemiyorum. Bu yüzden sen gidersin diye düşündük. " dedi."Nasıl gidebilirim acaba Lala? Beş parasızım." dedi üzgün bir suratla.
İki eş birbirine baktı. Ardından lafa Mert girdi.
"Baldız dert etmene gerek yok çünkü her şey ücretsiz zaten. Uçak bileti ve konaklama bedava..."Lale Gül lafa girdi.
"Evet, doğru Asiye Gül seyahat yarın başlayacak."Asiye Gül heyecanla,
"Neey?" dedi.
Artık hararetli konuşma başlamıştı. Çünkü Asiye Gül'ün dikkatini celbetmiş ve heyecana dahil olmuştu .Mert elini masaya koyup,
"Baldız hemen gidip valizini hazırlamalısın.
Ama önce şu belgeyi imzalaman gerekiyor .
Bileti iş yerinden getireceğim. " deyip kağıdı ve kalemi masaya koydu.Asiye Gül 'ün mutlu bir yüzü aniden ciddileşti ve eniştesine döndü.
"Ne imza mı? Neden imzalayacağım?"Lale Gül yine aniden lafa kekeleyerek girdi.
"Şey.. Imm ... Onlar Mert'in seyahat parasını alıp kaçmasından korkuyorlar. Ayrıca o ödülü para karşılığında başkasına satmayacağına dair bir şey. " dedi.Mert ise eşini kafası ile onayladı.
Eşi konuşurken olaydan habersiz, ilk defa dinliyor gibi ona bakıyordu.Yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Bir iş karıştırdıkları apaçık belliydi. Fakat Asiye Gül bunu farketmeyecek kadar yorgun ve kafası karışıktı.Lale Gül derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.
"Evet, O hakkını başkasına devrediyor fakat parayla değil.
Sadece acele et ve imzala . Yarın gece yarısı uçağın var. Hemen eşyalarını hazırlamalısın. Sen bilet konusunda meraklanma, ben ilgilenirim kardeşim."Asiye Gül o heycanla kağıdı okumadan direk imza attı.
Mutlulukla,
" Lala... Teşekkür ederim, bana öyle güzel davranıyorsun ki." dedi.Ellerini çenesine dayayarak denize baktı ve sırıtarak,
"Yaşasın tatile gidiyorum." dedi.
.
.
.
🇹🇷
🇹🇷
🇹🇷🇹🇷
🇹🇷...
Keyifli okumalar ♥♥♥YAZAR GÜLÜZAR ATLIHAN
♥İnstagram Adresi (Şahsi)
@1atlihanguluzar♥Wattpad adresi
@yzrguluzaratlihan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ELMA
RomanceHamza DEMİR, Kızıl Elmayı dava bellemiş bir genç... Vatan uğruna canını seve seve verecek yiğit bir Özel Harekâtcı... Güney Doğuda Dağların Aslanı, İstanbul'da İstihbaratın Bozkurtu... Asiye Gül OSMANOĞLU hem öksüz hem yetim, Bilinmeyen Osmanlı To...