14. BÖLÜM

863 60 59
                                    

Multi Medya Lale Gül OSMANOĞLU ŞAHIN  ile kocası Mert ŞAHİN  var.🇹🇷🍎

Nihayet gün ışımış ve Hamza Dubai'ye ayak basmıştı. Gözlüğünü takıp, çantasını onu karşılamaya gelen takım elbiseli adamlardan bir tanesine verdi.

-"Hoşgeldiniz Hamza DEMİR bey. Yolculuğunuz iyi geçti mi?"

Aklına o tuhaf kızın gelmesiyle zoraki gülümsedi .
Yorgun gözlerle adama bakıp,
"Biraz , sadece iyi dinlenemedim. " dedi.

"Peki efendim bu taraftan. Beni takip edin lütfen. "

***

Mert ŞAHİN eline aldığı kağıtları inceliyodu.
Onun aksine Lale Gül ise eşinin karşısına oturmuş derin düşüncelere dalmıştı.
Mert kağıda bakarak,
"Bunu anlamak çok zor. Bu da nesi? Biz ona üç boyutlu bakmak zorundayız. " dedi.

Elindeki kağıtları masaya koyunca eşinin dalgın olduğunu  farketti.

"Lale Gül... Lale Gül!"
İkinci  seslenişte Mert'e baktı ve oturuşunu   düzeltti.

Mert,
" O kısa kardeşini özlediğini söyleme sakın." dedi.

Lale Gül üzgün bir şekilde başını salladı.

Mert tahmin ettiği gibi çıkınca suratını astı ve ,
" Ah hayatım ya! "diye sitem etti.

Lale Gül yine üzgün bir sesle,
"Zavallı Asiye Gül şu an ne yapıyor acaba?" diyerek yine dalıp gitti.

Mert ise derin bir of çekip yüzünü sıvazladı.

***

Uçağın içi boşalmış Asiye Gül ise yorgunluğun verdiği halsizlikle  hâlâ uyanmamıştı.

Uçağı kontrol eden hosteslerden bir tanesi Asiye Gül'ün yanına  gelip onu uyandırmak istemişti.
"Hanımefendi, hanımefendi!"

İlk seslenişlerde uyanmayınca koluna dokunarak dürtü .
"Hanımefendi lütfen uyanın."

Asiye Gül gelen son anda korkarak nefes nefese uyandı. Deprem oluyor sanmıştı sanki. Yorgun gözlerle başında dikilen hostese baktı .

"Nerdeyim ben? Ne oldu bana?"

Normalde bu soruya,
"Hastanedesin üzerinden bir kaza geçtiği için buraya getirdik ondan hatırlamıyorsun. " diye bir cevap verilirdi fakat hostes,
"Biz şimdi Dubai'deyiz. Siz uyayakalmışsınız. "

"Ah , kusura bakmayın. Teşekkür ederim. " dedi mahcup bir şekilde.

Kafası kütük gibi olmuştu. Üzerinden tır geçmiş gibi bir ağrısı vardı. Ağrının şiddeti ile kafasını ovaladı ve ,
"Bana ne olmuştu, başım çok ağrıyor."dedi.

Hostes gidecekken geri dönüp,
"Gece rahatsızlaştınız heralde mide fesadı geçirmiş olmalıydınız ki eşiniz yardımcı olmuştu. Fakat şu an nereye gitti bir fikrim yok hanımefendi."

"Ne! Eşim mi?"

"Evet eşiniz hatırlamıyor musunuz yoksa?"

Anlamayan gözlerle baktı.
"Hı?!"
Biraz düşündü gözüne hayal meyal bir şeyler gelmeye başladı. Adamın üzerine kustuğu sahne gözüne gelince utanarak yüzünü kapattı. Gözlerini yan koltuğa çevirince siyah gömleği gördü  ve olanları  daha net hatırladı.

Hostes,
"Dün 7 doble bardak kahve içtiniz. Onu da mı hatırlamıyorsunuz? Mideniz yine güçlüymüş . Geçmiş olsun. Arkadaşlarla hayret ettik." dedi samimî bir şekilde.

Asiye Gül yüzünü buruşturdu ve bir şeylerin gözünde canlanması ile ,
"Haaa...! Ben dün rezil hareketler mi yaptım?...Yoksaaa..?"

Hostes şaşırmıştı sadece başı ile onayladı.
"Bir sorun mu var hanımefendi?"

Asiye Gül aniden kalkıp,
" Yok teşekkür ederim ben gitsem iyi olacak. Allah'a emanet. " dedi. Hamzanın gömleğini  eline aldı ve zar zor çantasını da alıp uçaktan indi.

Valizi ile havalimanının çıkışında ilerliyordu ki kendini karşılayacak kişiyi aramaya başladı. Eniştesi öyle demişti.  Uçaktan inince bir bayan yardımcı olacaktı.
Gözlerini kalabalıkta gezdirdi fakat kimseyi  göremiyordu.

"İsim tabelâmı göremiyorum.  Ama eniştem birisinin geleceğini söylemişti. " dedi. Telâşlanmıştı .

Hemen danışma ya gidip görevliye,
" Selamun aleykum. Excuse me! (Afedersiniz!) Bana yardım eder misiniz?
Bana yardım edin lütfen. " dedi telaş içinde.

Görevli,
"و عليكم سلام، نعم بالطبع. "
(Aleykum selam. Evet tabiiki.) deyip ayağa kalktı.

Asiye Gül,
"İsim tabelâmı gördünüz mü? Asiye Gül OSMANOĞLU  yazacaktı .  A-si-ye.. "dedi eli ile kare çizerek.

Görevli  anlamaz suratla Asiye Gül' e baktı.
Ingilizce konuşarak,
"Please can you speak arabic or english?
(Lütfen arapça ya da ingilizce konuşabilir misiniz?)" dedi.

Asiye Gül de,
"Ben ingilizce bilmiyor ,Türkçe konuşabilir misiniz ? Yani ... Ee... Siz türkçe konuşmak... Hı?" diye kendini anlatmak için şekilden şekile giriyordu. 

Görevli bayan ingilizce olarak
"Unfortunately I don't speak Turkish.
(Maalesef ben Türkçe bilmiyorum.)" dedi.

Asiye Gül tekrardan bütün vücudunu kullanarak elleri ile hareketler yaptı.
" Şöyle ki,  Asiye Gül OSMANOĞLU yazan bir isim ve bayrak gördünüz mü diyorum hanımefendi."

Görevli bayan,
"Sorry . I don't understand you.
( Üzgünüm. Sizi anlamıyorum.)  "dedi.

Asiye Gül tekrardan çabayla ,
" A-si-ye Gül... Ta- be- la... diyorum yaaaq! " dedi üzülerek.
"Benim için bir duyuru yapabilir misiniz? Ben ..." dedi kendini göstererek,
"A-si-ye Gül'üm. " dedi.

Görevli bayan,
İngilizce olarak
" Lady! Can you speak English or Arabic? Sorry I don't understand you.
( Hanımefendi! İngilizce ve ya arapça konuşabilir misiniz? Üzgünüm sizi anlamıyorum.) " dedi.

Asiye Gül en sonunda pes ederek etrafına baktı. Sağ taraftan danışmaya doğru bir adam bayrak sallayarak geliyordu. Tabelasına bakınca üzerinde kendi isminin yazdığını farketti.

"Ah! Şükürler olsun. Kadın gelecek sanıyordum ama erkekmiş. Acaba  tabeladaki kişi ben miyim ki?" diye düşündü.
Görevli bayana ,
"Thank you." diye teşekkür edip valizini adama doğru çekti.

Adam Asiye Gül'ün kendine doğru geldiğini  farkedince merakla,
"Selamun aleykum .Asiye Gül OSMANOĞLU musunuz?"dedi.

Asiye Gül başını eğerek,
"Aleykum selam abi. Evet benim. Türkiye'den geliyorum. Eniştem bayan karşılayacak demişti ama... Doğru kişiyimdir umarım." dedi.

Adam gülümseyerek,
"Duabi'ye hoşgeldiniz. Ah evet. Bayan gelecekti ama onun acil işi çıkınca ben geldim.  Buyrun gideceğiniz otele kadar size yardımcı olayım . " dedi.

Asiye Gül valizini sürükleyeceği sırada adam hemen valizi kaptı.
"Siz buyrun. Ben taşırım. " dedi yine bir gülümseme bahşederek.

Asiye Gül ise fazla ısrar etmek istemedi.
"Peki ." dedi ve adamı takip etti.
Adamın akıcı türkçe konuşması Asiye Gül'ü memnun etmişti. Az önceki uğraştan sonra dil bilmenin önemini çok iyi anlıyordu.

İçinden, 
"Allah kimseyi yabancı dil ile imtihan etmesin."dedi.
Turistler için hazırlanmış servise bindi.
Dubai çok kalabalık bir yere benziyordu. İnsanlar karınca sürüsü gibi caddelere yayılmıştı.
Bu yüzden gözü biraz korksa da heycanını yenemedi.
Zaten bu kız deli dolu bir kişiliğe sahip olunca heyecanı onu hep bir adım öne çıkarıyordu.
.
.
.

🇹🇷
Keyifli okumalar ♥♥♥

YAZAR GÜLÜZAR ATLIHAN

♥İnstagram  Adresi
@1atlihanguluzar

♥Wattpad adresi
@yzrguluzaratlihan

Vote ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
♥Seviliyorsunuz haberiniz olsun.
♥Kitap kokulu kalın.

KIZIL ELMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin