Kızlar Dilek’in dağılmasından sonra hemen toparlanıp, eve gitmek için yola çıktılar. Dilek bağırarak ağlamak istiyordu. Her seferinde daha fazla ne kadar yanabilir dese de, bu olanlar çok yakıyordu. Arabanın durmasını fırsat bile Dilek, bir anda atladı. Sıla zorlukla yürüdüğünü unutup, Dilek’in peşinden koştu. Eve girişte yakaladı. Dilek, Sıla’yı görünce ne yaptığını fark etti. Hemen toparlandı. İçeriye girince Dilek odasına gideceği sıra da, Sıla’nın bende gelsem demesiyle, durakladı. Kafasını olur anlamında sallayıp, odasına çıktı. Onun arkasından yukarıya çıkan Sıla, yatağın ucuna oturdu. Dilek, yatağa uzanmış ağlıyordu. Hıçkırıkları birbirine karışıyordu. Sıla yatağa doğru kaydı. Yüzünü gömdüğü yerden kaldırdı. Sımsıkı sarıldı can olan Dilek’e. Canın çok yanıyor biliyorum. İnan geçecek, bunu da atlatacağız. Sıla yatağa uzandı. Dilek de yanına yattı. Dilek ağladı. Sıla söyledi.
HAYAT DEVAM EDİYOR (KENT ŞARKILARI)
Bir gün bitebiliyor büyük aşklar
Hüsranla bitebiliyor
Fakat devam eden bir hayat var
Güçlü olmak gerekiyor
Elbette sonu geliyor yalnızlığın
Elbet sonu geliyor
Bir vakit bir başkası seni sarıyor
Umut yenileniyor
Ağladığına yanıyor insan
Ağladığına yanıyor
Zaman geçiyor öyle böyle geçiyor
Her şey anılaşıyor
Zaman geçiyor öyle böyle geçiyor
Hayat devam ediyor
Bazen gidesin gelir uzak ülkelere
Bazen sığınasın gelir
Bir değer tutar seni tutar sımsıkı
Sonra kalasın gelir
Nasıl güzel bir şarkıydı. Ne güzel sözleri vardı. Ne kadar ağladı bilemedi Sıla. Defalarca tekrarladı şarkıyı söylemeyi. Ağlamaktan yorgun düşüp, sızınca çıktı odadan. Zühre ve Şevval salonda volta atıp duruyorlardı. Sıla’yı görünce, hemen yanına koştular. Sılanın gücü tükendiğinden sadece uyudu diyebildi. Diğerleri de sormadı, çünkü ne olduğunu az çok tahmin edebiliyorlardı.
Zühre, odasına çıktı. Yeni görevinde kime bağlı olduğunu öğrenememek canını çok sıkıyordu. Bunun içinde çalışmaktan vazgeçmeye karar verdi. Gerekirse eski yerine dönerdi. Telefonu alıp, ona bu görevi söyleyeni aradı.
- Ben kiminle çalıştığımı bilmek istiyorum. Söylemezseniz çalışmak istemiyorum.
- Bu kadar önemli olmaması gerek, önemli olan sana verdiğimiz görevler.
- Hayır, önemli arkamda kim var bilmeliyim.
- Arkanda devlet var. Bunu bil yeter.
- Hayır, bu şekilde çalışamam, beni eski yerime yollayın. İstemiyorum bu görevleri.
- Tamam, kapat arayacağım ben birazdan seni.
Aradan geçen yarım saat Zühre için çok zor olmuştu. Sonunda telefon çalınca, rahatladı. Hemen telefonu eline aldı. Karşıdan gelenleri dikkatlice dinledi. Cevap verilmesine fırsat vermeden, kapandı telefon. Ne kadar öyle kaldı bilemedi. Tabi ki arkadaşına inanıyordu. Ama bu kadar etkili biri olacağını hiç düşünmemişti. Alkan amir için demişti adam. Yeni bir oluşumuz biz, kendisi sizi özel olarak istedi ekibine demişti. O zaman Alkan onu arardı. Arayınca da Zühre, bu mesajın anlamını sorardı. Huzurla uyudu uzun zamandan sonra ilk kez.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TeK kUrŞuN
Genel KurguTek kurşunla beyaza, kara düşen kandamlasıydı onların aşkı... Yakacak, kavuracak sonrasında da küllerini savuracaktı rüzgâra Tüm âşıklara fısıldayacaktı aşkı... Kan kokan aşklarını....