-25-

1.9K 169 9
                                    

Kızlar mutlu bir gecenin üzerine odalarına dağıldılar. Hepsi kapılardaki isimleri görünce nasıl da şaşırmışlardı. Sıla’nın ev sahibi gibi her ayrıntıyı düşünmesi, kızları mutlu etti. Hepsinin aklında binlerce soru işareti vardı.

Dilek, Alkan’ı özlemişti. Sinan ona bu kadar yarlı bakma dediğinde, ne diyeceğini bilememişti. İçindeki acı öyle büyüktü ki, yaraları öyle çok kanıyordu ki, dışarıdan birinin görmesi deprem etkisi yarattı Dilek’te. Bütün kaleleri yıkıldı birer birer, ağladığı görülmesin diye daha çok sokuldu bu yeni dostuna. İçini okuyordu adam. Uzaktan gören birbirlerinden etkilendiklerini düşünürdü Oysa işin aslı, adamın yaralarına pansuman yapıyor oluşuydu. Söylediği her söz, Dilek’in kalkanlarını kaldırmasına sebep oluyordu. İlk kez biri onun içini bu denli okuyordu. Ne çok isterdi onu Alkan ile tanıştırmayı.

Alkan gördüklerinden sonra, bedenini zorlukla arabaya taşıdı. Kaç saattir ağlıyordu. Gözlerinden akanlara engel olamıyordu. Erkekler ağlamaz mı demişlerdi? Peki, bu akan neyin nesiydi? Arabayı çalıştırdı kulaklarına dolan müzik bile intikam alıyordu.

Sevme beni sevdalardan vurgunlar yedim. Bana çok gördüğün aşkı sen ellere ver” diye haykırıyordu san Dilek. Onu sevmediğini göstermek için her şeyi yapmıştı. Defalarca itmişti onu. Şimdi ne bekliyordu. Onu unutmamasını, ona koşmasını mı? Keşke biraz cesur olabilseydi. Keşke aşkını yaşayabilseydi. Sahi o hiç bir zaman yaşamayı seçmemişti. Keşkeleri öyle büyüktü ki, şarkı devam ettikçe aklına doluşanlar daha da çok bitiriyordu onu. Nasıl unutacaktı ki onu, onsuz nefes alamazken, başkasının kollarında nasıl bırakacaktı onu. Nasıl başkasının olmasına müsaade edecekti. Bir karar vermeliydi. İkisinin de sonunda ölüm vardı. BİRİ SEVDİĞİNLE ÖLMEK, DİĞERİ SEVDİĞİN OLMADAN ÖLMEK… Dilek zaten kararını vermişti. O seninle ölüme bile gelirim demişti. Alkan kendi iç hesaplaşmasını yaparken, Fikret yapacağı kötülükleri planlamakla meşguldü.

İlk öğrendiğinde ne yapacağını bilememişti. Saatlerce oturup, düşünmüştü. Alkan ile ilgili öğrendikleri canını sıkmıştı. Kendi gücü yetmezdi ki ona. Zaten tüm takımın beyni Alkan değil miydi? Sonunda onun yüzünden her şeyini kaybediyordu. Düşündü onunla ilgili bir açık aradı. Bir türlü bulamadı. Sonunda, başına gelecekleri kabul etti. Tam kapıdan çıkmak üzereyken, amiri odaya girdi. Oldukça telaşlıydı. Alkan kayıptı, gözdesinin ortada olmaması nasıl da telaşlandırmıştı onu. Mutlu olmuştu Fikret. Bulmak için çok çabalamayacaktı. Ondan kurtulabilirdi. Şans ayağına gelmişti işte. Günlerce onu aradılar. Buldukları gün yaşananları, hatırladı.

OLAYLAR GELİŞİYOR. BİRAZ KISA OLDU AMA KUSURA BAKMAYIN. BENİ YORUMSUZ BIRAKMAYIN....

TeK kUrŞuNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin