Yavuz, dağılanları toplamaya çalışıyordu. Zühre, iyice yıkılmıştı. Alkan, Dilek’i kaptığı gibi arabaya bindirmiş, yola çıkmıştı. Yavuz, sakinleşmesini beklediği güzelin, kendine gelmesiyle yola çıktı. Aklı Alkanlaydı. Beklemesini söylemişti ona. Ama Alkan Dilek’i o halde görünce dünyayı unutmuştu. Tek gitmesi tehlikeliydi. Yavuz bu düşüncelerle arabayı kullanırken, biraz ilerisinde bir patlama sesi duyuldu. Korktuğu başına mı gelmişti? Daha fazla hızlandı. Zühre deli gibi bağırıp, ağlıyordu. Bu Alkan’ın arabasıydı. Cayır cayır yanıyordu. Zühre deli gibi indi arabadan, ateşe giderken yakaladı Yavuz. O bile ağlıyordu. Araba ateşler içindeydi. Herkes şaşkındı. Nasıl oldu kimse bilmiyordu. Olay yeri ekibine haber verdi hemen. Zühre sakinleşmek bilmiyordu. Yerde deli gibi ağlıyordu. Arabanın yanışını izledikçe daha bir deliriyordu. Ben ne diyeceğim diye sayıklıyordu. Sahi şimdi ne olacaktı. Bu ateş mi ayıracaktı iki can dostu? Bitmiş miydi şimdi?
Canım arkadaşım, gönlü güzelim, melikem eline koluna sağlık canım kapak için çok teşekkür ederim. çok mutlu ettin beni emeğine sağlık kuzum:) seviliyorsunnn....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TeK kUrŞuN
General FictionTek kurşunla beyaza, kara düşen kandamlasıydı onların aşkı... Yakacak, kavuracak sonrasında da küllerini savuracaktı rüzgâra Tüm âşıklara fısıldayacaktı aşkı... Kan kokan aşklarını....