Sabah gözlerini açmadan hissetti yanındaki nefesi, biliyordu Şevval onu bırakıp gitmezdi. Tıpkı çocukluğundaki gibi, yanına kıvrılmıştı. Dün gecenin izlerine inat, en iddialı elbisesini giydi. En iddialı makyajını yaptı. Şimdi kimse ona dokunamazdı. Savunmasız çocuk değildi. Saçlarını açtı. Normalde asla açmazdı.
Şevval gözlerini araladığında, Zühre’yi o halde görmeyi beklemiyordu. Çok güzel olmuştu. Dün geceye inat yapmıştı. Zühre zaten her zaman böyleydi. Sabah zırhlarını kuşanır, çıkardı. Bu günde öyle yapmıştı. Dün gece ile ilgili tek kelime etmeden çıktı odadan.
Zühre, bugün Alkan ile görüşecekti. Onunla birlikte kendilerine katılacak olan hakimle tanışacaktı. Adını sık sık duyuyordu ama bir türlü tanışamamıştı. Belliydi onlar sadece en iyilerini birliğe katardı. Çok mu süslendim dese de, vazgeçti. Nede olsa ilk izlenim önemliydi.
Kızlar yine masada toplanmışlardı. Bugün hepsi özenle mi hazırlanmıştı? Sıla bile hazırdı. Bugün önce doktor kontrolüne ardından da, görev yerine gidecekti. Dilek, bugün ayrı bir şıktı. Birbirlerine sıkıca sarılı şekilde çıktılar evden.
Dilek okula gelir gelmez, kendini yoğunluğun içinde buldu. Kreşlerinin maskotu haline gelmiş, Derin hanımın Özel Eğitim Öğretmeni ile görüşecekti. Bu görüşmeyi oldukça önemsiyordu. Son hazırlıklarını yaptı. Odasında beklemeye başladı. Yarım saat sonra geldiğinin haberini veren telefonla, kapıya gidip karşıladı. İçeriye, sarışın çok şık ve hoş bir bayan girdi.
-Merhaba, hoş geldiniz. Ben Dilek, kurumun sahibi ve müdürüyüm.
-Merhabalar, bende Öykü. Tanıştığımıza memnun oldum.
- Buraya Derin’in kreş ortamını gözlemlemeye ve öğretmeni ile görüşmeye geldim. Sizinle tanışmak çok hoş oldu. Bu kadar ilgili bir kurum sahibi ve müdür beklemiyordum. Oldukça şaşırttınız beni.
- Çok açık sözlüsünüz. Bu tutumunuz beni çok mutlu etti. Ben oldukça heyecanlıyım. Derin bizim için çok değerli ve önemli. Tüm çocuklarımız önemli tabi ki fakat o daha özel.
- Bunu görmek ve duymak beni çok mutlu etti. İnanın sizin etkiniz benden çok daha fazla, meleğimin gelişmesi için sizin etkiniz çok önemli. Bu yüzden buradayım.
Bir sat süren hoş sohbetin sonunda, kreş gezdirilmişti. Öğretmeni ile tanışmıştı. Öykü öğretmenin gülüşü Dilek’i oldukça etkilemişti. Tekrar görüşmek isterim dediğine inanamadı. Öykü hanım hemen numarasını verdi. Dilek bu samimi kadını çok sevmişti. Onu tanımak istediğine karar verdi. Hatta kızlarla da tanışmalıydı. Bu kadının neşesi onlara iyi gelirdi belki. Onu uğurladıktan sonra, kendine bir kahve söyledi. Yine son zamanlardaki şarkısını açtı. Huzur bu demekti.
Zühre, adliyeye gitti önce, oradaki işlerini halletti önce. Sonra Alkan’ın gelmesini bekledi. Gelir gelmez de hemen aşağıya indi. Arabasıyla onu takip etmeye başladı. Birlikte görünmemeleri gerekiyordu. Alkan’ın aracının durmasıyla, oda durdurdu arabayı. Bu villanın evinde ne işimiz var diye düşünürken, Alkan arabadan indi. Hemen oda arkasından indi. Alkan, kapının zilini çalarken, ellerini titriyordu. Bu ne heyecandı. Sadece adamın adını duymuştu oysaki. Kapı açıldığında, karşısında böyle yakışıklı bir adam görmeyi beklemiyordu. Alkan’ın içeriye girmesiyle oda girdi.
- Hoş geldiniz Zühre savcım, Alkan amirim. Ben Hâkim Yavuz. Tanışmak bugüne kısmetmiş. Adınızı çok duymuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TeK kUrŞuN
Ficción GeneralTek kurşunla beyaza, kara düşen kandamlasıydı onların aşkı... Yakacak, kavuracak sonrasında da küllerini savuracaktı rüzgâra Tüm âşıklara fısıldayacaktı aşkı... Kan kokan aşklarını....