20. "Prens ve Prenses"

47 7 2
                                    

Playlist:

🎶 Selena Gomez- Only You 🎶
~

20. Bölüm

"Prens ve Prenses"

"Prens ve Prenses"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

..

Daha iyi kabullenmiştim bazı gerçekleri hayatımın şu son dönemlerinde. Mesela, zaman gerçekten de hiçbir şeyin ilacı değildi. Zaman sadece morfindi, uyuşturuyordu sizi. Hiçbir yaranızı tamamen sarmıyor, kapatmıyor ve ya iyileştirmiyordu. Sadece belli bir dönemden sonra uyuşuyor, canınızın acısına alışıyorsunuz. Siz her ne kadar iyileştiğinizi düşünsenizde aslında hala kanamaktasınız..

Bunu da sadece ruhunuzun yardımıyla anlayabilirsiniz. O üstündeki yorgunluğu, halsizliği ve acısıyla size fısıldayacaktır iyi olup olmadığınızı. Gözlerinizi kapatın, derin bir nefes alın. Göğüskafesinizi şişiren o soluğu tüm uzuvlarınızda hissedin. Kendinizi her şeyden soyutlayın, sadece kendinizde olun ve kendinize içten içe şu soruyu sorun: Ben iyi miyim? Ben iyi miyim..

Ben iyi değilim Göksu.. Sen de iyi değilsin, biliyorsun..

Titrek bir nefesle durduğum bahçe kapısını araladım cesaretimi toplayarak. Ağır adımlarla evin kapısına yaklaşırken pantolonumun cebinden anahtarlarımı çıkardım. Tam titreyen ellerimle durup anahtarı deliğe götürüyordum ki kapı karşı taraftan açıldı ve Aydın amcayla karşı karşıya geldim. Beklemediğim kişiyle afallarken göz göze gelmiştik. "Göksu?" derken sesi beni beklemiyormuş gibi çıkmıştı. Bir nefes alarak, "Aydın amca," diye mırıldandım gülümsemeye çalışarak.

Dışarı doğru bir adım atarak tuttuğu kapı kulpunu arkasından çekip tam kapatmazken, "Beklemiyordum seni, nasılsın kızım?" diye sormadan edemedi. Hafifçe omuz silkerek, "İyiyim. Bizim.. bizim bir albümümüz vardı da, Buğra'yla.." diye mırıldandım sonlara doğru pürüzlü ve kırık çıkan sesimle. Anlamışçasına başını sallayıp gözlerini kaçırırken, "Tabii, anahtarın vardı değil mi?" diye sordu kapıdan ayrılırken. Başımı salladım onaylarcasına. "Vardı, kapıyı kapatırım çıkarken.."

O da sessizce başını salladı ve iç geçirdi. "Tamam kızım, dikkat et.." Yanımdan ayrılıp gitmeden önce başımı salladım belli belirsiz. Gidişinin ardında kalan boşlukla bakışlarımı eve çevirdim ve kapısı yarı aralık kalan eve adımladım içimdeki buruklukla. En son bu eve ne zaman geldiğimi bile hatırlamıyordum. Sadece, elimdeki anıları tazelemek için gelmişti burası aklıma aylardan sonra..

İçeri girmemle zayıflamış bedenimi dışarıdaki soğuktan daha yoğun olan aşinalık sararken ağırlaşan göğüskafesim zaten bunu önceden tahmin ettiğimi hatırlattı bana acımadan. Sahi, Aydın amca ne kadardır kalıyordu bu evde?

Holden geçip gözlerimi etrafta gezdirince değişen bir şeyin olmadığını farkettim. Önümdeki salon, solumdaki mutfak kapısı ve sağımdaki üst kata çıkan merdivenler.. Hayır hayır, değişen bir şey vardı. Değişen o kadar çok şey vardı ki bunu dile getirecek cümleler yoktu. Bu ev hiçbir zaman bu kadar sessiz ama gürültülü, bu kadar tanıdıkmış ama aynı zamanda yabancıymış gibi gelmemişti bana. Evin mutluluğu, huzuru ve anıları olmayınca ev olmuyormuş birkaç oda demek ki..

Çıkmaz SokakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin