25. "Bir Mezar İki Beden"

52 7 2
                                    

25. Bölüm

"Bir Mezar İki Beden"

"Bir Mezar İki Beden"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

..

Geri dönüşü olunmayan bir yola adım atmakla bir uçurum kıyısında olmanın farkı nedir?

Uçurumun boşluğunun bir kurtuluş yolu olması mı? Geri dönülmez yolda mutlaka ilerlemek zorunda olmak mı? Birinde geri dönüş mümkün değilken bir diğerinde devam edişin olmaması mı?

"Uyandığımda hastanedeydim. Etrafımda birkaç kişi vardı, polisler ve doktorlar.." diyordu deminden beri bunca zaman neler olduğunu tek tek anlatan Buğra. Ellerimi saçlarıma, dirseklerimi dizlerime gömmüş zihnimi tırmalayan anıların üstüne bir gerçeğin daha eklenmesinin acısıyla sarsılıyordum. Yüzümde mimik oynamıyor, duyduklarımın beni bunca zamandır içinde olduğum bu durumdan kurtarıp kurtaramayacağını düşünüyordum.

9 ay boyunca inandığım şeylerin aslında bu yanlarının gizlendiğini, gizlenmekten öte bazı şeyleri farkedemeyecek kadar kör olduğum için kendime kızıyordum. Alinin bana öylesine değil de orada Buğrayla beni izliyor olduğu için yardım etmesi, flimli araba camının ötesindeki yüzü göremeyişim, eve kadar takip edilişim, her zaman üstümde hissettiğim izleniyor olduğum hissi ve hatta günler öncesinde kalmış olan, peşinden koştuğum silüet.. Bunların hepsi bundanmış. Peşimde birilerinin olduğunu her zaman hissetsem bile asla bu yanından düşünmemiştim hiçbir şeyi. Hastanede yüzünü sadece 1 kereliğine bile olsa görmek için yalvardığım halde asla ve asla görmeme izin vermemeleri.. Bunların hepsini aptal kafam şimdi idrak ediyordu. Şimdi anlıyordum onu hatırlatan her yerde onun tanıdıklığını bu kadar ağır hissetmemi..

"Buse ve Cansu hatırlamıyordur şimdi, ama kaza günü mola verdiğimizde bana hızlıca anlatmışlardı bunu. Beril ve Cem, Furkan ve Göksu'nun peşindeydi. Amaçları ilk başta onlarla alakalıydı ama kızların onları duyduğunu öğrendikten sonra tüm otobüsün onları karartacağını düşünerek ilk onlar karattı herkesi.." Oturduğu tekli koltukta hala o günleri hatırlıyormuş gibi omuzlarını çöketti gözlerini kapatıp. İç geçirdi. "O gün kimseye bir şey diyemedim. Bu sadece kızlarla ve benim aramda kaldı çünkü kimseyi panike sokmaya gerek yoktu. En azından biz öyle düşünmüştük," dediğinde Cansu gözlerini ovuşturdu. "Hiçbirini.. bunların hiçbirini hatırlayamıyorum.."

"Onlar da bunu istediler. İki kişi bildi, geri kalan herkes de öğrenecekti. Tek çıkış yolu herkesten kurtulmaktı, öyle de yaptılar." Buse ellerini yüzüne kapatırken Alper şakaklarını sıvazladı. Herkes için çok zor bir durumdu. Hele ki o anlar gözümüzde tekrar tekrar canlandıkça katlanamaz bir acı oluyordu.

"İyi de.." diye mırıldandım dakikalardan sonra konuşma gereği duyarak. Sesim kısık, pürüzlü ve boğuk çıkmıştı ama aldırmadım. Başımı kaldırıp deniz gözlerine baktım içim titreyerek. "Neden? Neden yaptılar bunu?"

Çıkmaz SokakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin