İşte son gün , son dakikalar ...
Artık umut etmek için çok geç , yeniden başlamak imkansız , anıları taze tutmaya çalışmak anlamsız ...
Her şeyi bırakıp gitmek için hazır mıyım ? En önemli soru , bunu gerçekten istiyor muyum ?
O kadar kızgınım ki ! Başarma ihtimalimiz varken başaramamış olmamıza . O kadar savaşmamıza rağmen yenilmiş olmamıza . Aslında her şey çok basitken zorlaştırmış olmamıza .
Sevmek gerçekten acı verir mi ? Sevmek , sadece bir kişiyi sevmek , sadık kalmak çok mu zor ?
Bilmiyorum , gerçekten bu soruların cevaplarını bulamıyorum bir türlü . Ve artık bu soruların cevaplarını da aramıyorum . Cevap istemiyorum , şu ana kadar aldığım tüm cevaplar fazlasıyla canımı yaktı . Evet ben en zorunu seçtim , sıfırdan başlamak en zor olan şıktı . Ama artık başkasına da gönlüm el vermiyor . İlk defa kendim için , inandığım değerler için bir şeyler yapacağım . Ve evet , ilk defa bu kadar huzurluyum . Hayatım boyunca başkalarında aradığım huzurun sadece kendimde ve inandığım değerlerde olduğunu anladım .
Kafamı elimdeki fotoğraftan kaldırdım ve çalıp duran telefonuma döndüm . Elis arıyordu .
"Evet ? "
"Düğün başlamak üzere , neredesin sen ? " ayağa kalktım ve odanın içerisinde yürümeye başladım .
"Ben birazdan uçağa bineceğim . Bir saat sonra falan yani . Bavullarımı topluyorum . Düğüne gelemeyeceğim . " sessizlik , büyük ihtimalle içinden sövüyordu bana .
"Nereye gideceksin ? "
"İşlerde ufak bir sorun çıkmış . Onu halletmem lazım . Farklı bir yer değil yani . "
"Beni bekleyebilirdin , söyleseydin birlikte giderdik . "
"Elis . Yalnız kalmaya ihtiyacım var . Tek başıma gideceğim . Henüz orada kimse yokken , henüz daha tanınmamışken biraz kafa dinlemek istiyorum . Düşünmek ve her şeyi tarihe gömmek istiyorum. Beni anlıyor musun ?" iç çekti .
"Peki . Çokta düşünüp kafayı yeme . Ben haftaya gelirim o zaman . Her zaman arayabilirsin ama ben aramayacağım . Kafayı dinle . Burayı merak etme ben hallederim . Öptüm çok . " gülümsedim ve telefonu kapattım . Belki de bu hayattaki en büyük şansım Elis'ti .
Elimdeki fotoğrafa baka baka balkona çıktım . Fotoğraf biz Paris'e gittiğimizde çekilmişti .
İlişkimizin daha başlarıydı , aslında ben oraya babamın işi yüzünden gitmiştim . Yüzümü buruşturdum , tabii o adamı benim babam sanarken gitmiştim . Bu , yalandan olan hayatımın ufak bir anısıydı sadece .
Yağan yağmur bizi asla rahatsız etmiyordu . Ben zaten çok severdim yağmuru , Ateş'te sevdiğini söylemişti . Konuşa konuşa saatlerce yürümüştük .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN
Misterio / Suspenso******* "Siz hiç bu hayatta en güvendiğiniz insan tarafından öylece sokağa atıldınız mı? Hayır hayır, bu öyle ortada bırakılmak gibi bir şey değil. Hiç, kendi evinizin balkonundan aşağıya atıldınız mı? Peki hastane odasında uyandığınızda size başka...