Bölüm 35

105 3 0
                                    

İyi okumalar.

Bölüm şarkısı; Masum gibi - Mustafa Sandal
Sezen Aksu - Beni Unutma

*******

"İlk bu gelinlikle başlamanı istiyorum Zeynepcim . Sana yakışmayacağını düşünüyorum ama yine de bir dene . "

"Aa , şey peki " Herkesin acısı kendine büyüktür derler . Zeynep evlenmek üzereydi, sevdiği adamla bir yuva kurmaya hazırlanıyordu ama onun bile hayatı acılarla doluydu. Şimdi bile , görümcesinin onu , arkadaşlarının önünde yermesine katlanmak zorundaydı.

Derin olan onca şeyi bir kere de silip atamadığı için Ateş'in onca çabası ona boş geliyordu. Onu affettim dese bile affedemeyecekti ve bu onu daha çok yoracaktı. Bir insanı affettim diyip affedememek iki tarafa da çok büyük acılar çektirirdi . Derin bunu biliyordu . Tek derdi de bu değildi. Tam gerçek ailesini bulduğu için sevinirken tekrardan her şey başa dönmüştü. Annesi ve ablası yanındaydı ama şimdi de babası yoktu . Hep ailesinden birinin yokluğu ile geçmişti hayatı. Bundan sonra da böyle olacak korkusu ile yuva kurmak istemiyordu. Birinin muhakkak zarar göreceğini düşünüyordu.

Ecem , Murat'ı her şeyden çok seviyordu ve şuan onca gelinliğin içerisinde onca anısı tekrar canlanıyordu. Kendi gelinliğini alışı, Murat'ın onu ilk gördüğünde verdiği tepkileri, gelin olduğunda babasının gözlerindeki acı dolu mutluluğu tekrar tekrar yaşıyordu. Daha sonrasında ise Murat'ın nasıl başka bir kadını getirdiğini, nasıl kendi düğününden kaçtığı aklına geliyordu. Döktüğü göz yaşları, hergün umutla Murat'ın kendisine döneceğini beklemesi aklına geldikçe Ecem , Murat'ı affedemiyordu . Bir hatadan sonra affedebilmek için önce gerçekten güvenilmesi gerekirdi . Ama Ecem , Murat' a şuan güvenemiyordu . Aklı affediyordu da kalbi bir türlü Murat'ı affedemiyordu .

Gül kendi içinde yanıyordu. Senelerce yalan bir hayatta yaşamıştı. Canından çok sevdiği kocası onu kandırmıştı, bir nevi aldatmıştı. Kızlarının birbirinden ayrı büyümesine göz yummuştu. En kötüsü kızının büyüdüğü ortam cidden oldukça kötüydü. Sevgisiz, ilgisiz , en başta da ailesiz büyümüştü. Gül seneler sonra kocasından kopmak zorunda kalmıştı. İçi içini yiyordu. Ondan bir haber alabilmek için pek çok adam tutmuştu. Eski karısının yanına hiç uğramamıştı bile . Kendi hayatını yaşıyor , kimse ile konuşmuyordu . Gül 'de biliyordu ki Cem , Gül'süz hiçbir şeydi. Toparlayamazdı. Gül'ün bir türlü kendini toparlayamadığı gibi. Hele kızlarının gözünün önünde yavaş yavaş solduklarını görmesi Gül'ü mahvediyordu .

"Buralar şimdi yangın yeri, yokluğun yangının alevi ... " Derin tasarımı pasif , sade ve oldukça kötü yapılmış olan bu dükkanın içinde çalan şarkıyı kendi kendine tekrar ediyordu. Çok sevdiği bir şarkıydı fakat dinlemeyeli çok uzun zaman olmuştu. Aslında Derin 'in duygusal şarkı dinlememesinin üzerinden çok zaman geçmişti. Korkuyordu . Şarkıların ona acı vermesinden , hatıraları anımsatmasından , kendine itiraf edemediği şeylerin şarkılarda bir bir yüzüne vurmasından korkuyordu.

Bu ufak butikteki gelinliklerin hepsi oldukça geleneksel gelinliklerdi . Modanın bu butiğin tasarımcısına uğramadığı kesindi . Zeynep ilk gelinliğini giymiş ve arkadaşlarına doğru gelirken tüm gözler ona çevrilmişti .

Aslında çirkin bir gelinlikti ve kesimi öylesine yapılmıştı. Dikiş izleri rahatlıkla gözüküyordu . Kısacası bu gelinlik berbattı. Dantelleri kopmak üzereydi, kullanılan malzeme beş para etmezdi ama gelinliği Zeynep 'in vücudu o kadar güzel taşımıştı ki gelinliğin çirkinliği hiç göze batmıyordu. Böyle çirkin bir gelinliği bile fiziği bu kadar güzel taşıdıysa özel tasarım gelinlikler nasıl dururdu üstünde Derin düşünmek bile istemiyordu . Düşündükçe Zeynep 'in görümcesini boğası geliyordu .

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin