Bölüm 30

166 8 15
                                    

Hoşgeldiniz... Öncelikle , uzun soluklu bir ara verdim . Kafamı toparlayıp yazamamamdan ve sık bölüm attığım için okumayı yetiştiremediğinizi düşünmemden kaynaklı. Çok özür dilerim herkesten . Bundan sonra düzenli bir şekilde bölüm gelecektir.  Anlayışınız için şimdiden çok teşekkür ederim.

Ayrıca bilmem fark ettiniz mi ama bu aralar okunma oranlarımız düşüşte ve bu beni çok üzüyor.  Bizim hikayemizi wattpad kullanan diğer arkadaşlarınızla da paylaşırsanız çok mutlu olurum.  İyi okumalar ... 🌹

******

Gözlerini yavaşça araladı Derin . Başı çok ağrıyordu , bunun için ellerini sıkıca kafasına bastırdı. Aklına bir gün önce akşam olanlar doluşmaya başlamıştı . Aslında gece burada uyumamıştı fakat büyük ihtimalle babası yatağına yatırmıştı. Şimdi bunlar mühim değildi,  yarın ameliyat olacaktı ve oldukça stresliydi .

Derin 'in gözleri karşısındaki kutuyu buldu.  Onu kaldıracak ve geçmişin onu üzmesine izin vermeyecekti. Daha fazla geçmişi onu bunaltamayacaktı . Yeni hayatı daha başlamamıştı fakat ameliyat olduktan sonra her şeyin düzeleceğini umuyordu . Ateş'siz güzel bir hayatı olacaktı. Peki ya olmazsa , ne olurdu o zaman ? Şimdilik her şeyin güzel olacağını umut ediyordu . Bu umudun ne kadar boş olduğunu bilse de artık mutlu olmak istiyordu.

"Ooo , kimler uyanmış?" Diyerek odasına giren ablasına çevirdi bakışlarını Derin . Ters ters ablasına baktı . İkisinin de içi kan ağlarken gülmek zorunda olduklarını kabullenemiyordu Derin . 

"Şu halde bile gülümsüyorsun . İçten içe yandığını o kadar iyi görüyorum ki . Ölüyorsun abla , içten içe ölüyoruz . Herkese iyi olduğumuzu kanıtlamak istercesine kahkahalar atıyoruz . Ama aslında o şen kahkahalar içimiz de sakladığımız acı hıçkırıklardır . Bu acılarımızın sebebi olan kişiler ise şuan gayet mutlu . Benim en büyük acılarımın sahibi şuan gezmelerde , peki senin acılarının sebebi kim ? Ne olur anlat artık abla . Anlıyorum ben halen yabancıyım senin için ama emin ol anlatmak iyi gelecek . Ben de senin kardeşinim abla , ne kadar geç tanışmış olsak da . " dediği sırada ablasının gözlerinde bariz bir sinir vardı . Sert bir şekilde Derin'in sözünü kesti . 

"O ne demek öyle ? Ben seni , kendime daha yakın hissediyorum . Begüm'de bana çok bağlıydı fakat bu bağlılık seninle aramda olduğu gibi değildi . Sen benim içten içe acı çektiğimi görüyorsun , o asla beni fark edemezdi . O çok bencildi . Ama sen , sen var ya sen . " dedi ve hafif bir tebessüm etti . Kardeşine yaklaştı , başına bir öpücük bıraktı ve yatağının kenarına oturarak konuşmasına devam etti . 

"Sen benim mini boyumsun . Sadece çektiğin acılar seni çok duygusal yapmış . Benim yaşadığım şeyler ise beni hırçın ve duygusuz yaptı . Duygusuz dediğime de bakma . Aslında ben de çok duygusalım fakat bunları dışarı vurmaya çekiniyorum . Herkesin beni güçsüz sanmasına gerek yok , değil mi ? " dedi ve Derin'e de neşe vermek istercesine şen bir kahkaha attı . Ama bu kahkaha Derin'i neşelendirmemişti  , aksine öfkelendirmişti .

"Gülme artık! Gülme ! Anlatamıyorum galiba . Sen üzgünsün,  ben üzgünüm,  biz üzgünüz diye ailemiz de üzülüyor.  Yapma , etrafa yalan gülücükler atma . Dışarıdan gören bir kere de bizi mutlu sanmasın. Yarın ben ameliyattan çıktıktan sonra yeni bir hayatımız olacak . İşte o zaman bol bol güleceğiz abla . Ha birde sen bana kimi sevdiğini , kimin seni bu kadar üzdüğünü bugün anlatacaksın . Sonra sana da çözüm bulacağız, mutlu mesut yaşayacağız.  " dedi Derin ve konuyu kapattı.  Sesini olabildiğince babası gibi çıkarmaya çalışmıştı. İtiraz istemeyen bir ses tonu her zaman yararlı oluyordu .

"Artık anlatmanın vakti de geldi zaten . Senden birşeyler saklamak istemiyorum daha fazla.  Tüm olaylar çözüldükten sonra da mutlu olacağız.  " diyerek konuştu Ecem . Son cümlesini aslında kendi kendine fısıltı şeklinde söylemişti  , çünkü buna inanmak  istiyordu . Artık kendisininde mutlu olabileceğini , kendine kanıtlamak istiyordu. 

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin