KEŞKE

273 18 0
                                    

Hayat üç bölümdür:
Dünyayı değiştireceğini sandığın,
Değişmeyeceğinu anladığı
           ve dünyanın
Seni değiştirdiğine emin olduğun...
                                        (J.p Sartre)

  Bugün erkenden uyanıp odadan çıktım. Oda üzerime üzerime geliyordu sanki. Biraz daha odada kalsaydım delirme rattesine geleceğim. Mutfaktaki seslerden  Nebibe Teyze'nin uyandığını anladım.
Mutfağa girdim. Nebibe Teyze beni görünce gülümsedi.

-Günaydın.,dedim.

-Günaydın. Neden bu kadar erken kalktın.,dediğinde omuzları kaldırdım.

-Odadan çok sıkıldım.,dedim.

Nebibe Teyze mutfaktaki işlerini bitirdiğinde beraber oturup çay içip sohbet ettik. Kahvaltı vaktimi geldiğinde Nebibe Teyze ile kahvaltıları üst terastaki masaya yerleştirdik. Fatma Teyze beni görünce iyi olup olmadığımı sordu.
Ona iyi olduğumu söyledim. Herkes tek tek masadaki yerine geçti. Sonda Murat gelmişti ama ona bakmadım. Buna hazır olmadığımı hissediyorum.
Arkamı dönüp gidiyordum ki Fatma Teyze'nin konuşmasıyla duraksadım.

-Almira kızım bugünden sonra bizimle kahvaltı yapmanı istiyorum.,dediğinde şaşırdım.
İtraz etsemde Baran Amca'nın da ısrar etmesiyle kahvaltı masasına Nazlı'nın yanına geçtim. Başka yer olmadığı için Murat ile karşı karşıya oturmak zorunda kalmıştım. Herkes bu durumdan memnun gibiydi. İştahım olmadığından tabaklarımdaki kahvaltılıkları eşeliyordum. Nazlı bunu fark etmişti.

-Neden bir şey yemiyorsun?,dediğinde herkes bana dönmüştü. Murat'a buna dahildi.

-Iştahım yok.,dediğimde Fatma Teyze konuşmaya başladı.

-Olur mu kızım bir iki bir şey ye.,dedi.

-Gerçekten iştahım yok. Eğer açıkırsam bir şeyler yerim.

-Tamam sen bilirsi.,dediğinde masadan kalktım.

-Size afiyet olsun.,dedim.

Murat'ın bana baktığı hussedebiliyordum. İçimden bir ses "ona bak" desede ona bakmadım.
Çatı katındaki terasa çıktım. Divana geçip oturdum. Mardin'i izlerken Murat karşıma geçmişti. Onu görünce yerimden kalktım. Sağa geçtiğimde Murat karşıma geçti, sol tarafa döndüm yine önüme geçti.

-Ne istiyorsun?, diye sordum.

-Konuşmak.,dediğinde bıkkınlıkla nefes verdim.

-Biz ne zaman konuştuk ki bugün konuşacağız.,dedim.

- Bak Almira o gün olanlar gerçekten büyük bir hataydı.,dedi.

Tedirgin görünüyordu.  Sanırım gerçekten üzgündü. Ama iç sesim bunun doğru olmadığını söylüyordu.

Seni etkilemesine izin verme.

-konuşmak istemiyorum., deyip yanından geçtim. Kolumu tutup beni kendine çekti. Bunu beklemiyordum. Birbirimize çok yakındık. Bu bana çok tuhaf hissetiriyordu.

-Bırak beni.,diyebildim.

-Bırakacağım ama önce sen beni dinleyeceksin.,dedi.

-Zorla mı dinleteceksin kendini.,dediğinde gülümsedi.

-Bu durumda evet.,dedi.

-O gün için özür dilerim. O söyledimlerim doğru değildi.  Dosyaya gelince sadece...

Bir an duraksadı. Sanki söyleyeceklerini tartıyoru. 

- Bu neden araştırdığımı bende bilmiyorum. Belkide sana tuhaf geliyordu ama gerçek olan bu.,dediğinde beni bıraktı.

Ciddi olup olmadığını anlamak  için yüzünü inceledim. Yüzünden pek bir şey okunmuyordu. Ama gözlerinden pişman olduğu belliydi.

Yanımdan geçip gidiyordu ki ona merak ettiğim bir soru sordum.

-Ne değişti?

Bana döndü.

-Ne?,dedi.

Zaman kazanmak için yaptığını anlamıştım. Sorumu tekrarladım.

-Ne değişti? Eskiden kim olduğum değil kimin kızı olduğum önemliydi.,dediğimde biraz şaşırmış gibiydi.

-Zaman değişti.,deyip gitti.

Ne demek zaman değişti? Ne demek istemiş olabilirki?

Ardından da bende indim. Zeynep ve Asmin gelmişlerdi. Onlara selam verip oturdum. Asmin de yanıma geçti.

Fatma Teyze yerinden kalktığında kadın sesi duydum.

-Uzun zaman oldu?

Sesin geldiği tarafa döndüm. Bir an nefesim kesildi. Fatma Teyze ona sarıldı.

-Hoş geldin Zehra.,dedi.

Birbirlerinden ayrılıp yanımıza geldiler. Fatma Teyze beni gösterdi.

-Bu da gelinim Almira. Murat'ın  eşi.,dediğinde bana gülümseyerek sarıldı. Bir an ne yapacağımı şaşırdım. Sonra da bende ona sarıldım.Ayrıldığımızda yüzümü inceledi. Gerilmeye başaldım.

-Seni bir yerden tanıyorum sanki.,dediğinde kalbimin ritmi yavaşladı. Beni hatırlıyor muydu?

-Ahhh! Çarşıda çarpışmıştık.,dediğinde kalbimde bir ağırlık oluştu.

Gülümsemeye çalıştım.

-Ne kadar da güzelsin böyle.,dedi.

Annemin bana yabancıymışım gibi konuşması canımı yakmıştı.

Fatma Teyze ile yan yana oturmuşlardı.

-Eee! Ne zaman kına hazırlıklara başlıyoruz?,dedi.

-Seni bekliyorduk. Biraz oturduktan sonra kalkarız.,dedi Fatma Teyze.

Asmin benim eteğimi çekiştirdiğinde ona döndüm.

-Yenge bileğindeki o leke ne?,dedi.
Gülümseyerek,

-O doğum lekesi tatlım.,dedim.

-Benim de doğum lekem var.,dedi.

-Eee! Artık kalkalım yoksa yetiştiremeyiz.,dedi Zeynep.

Hepimiz kalktık. Bir bahane bulup gitmemeliyim.

-Asmin'i burda kalsa iyi olur. Havada sıcak zaten.,dediğinde hemen atıldım.

-Siz gidin ben Asmin ve Boran'a bakarım.,dediğinde Nazlı dudağını büzdü.

-Ama yenge...,dedi.

-Sen aldıklarını bana gösterirsin.,dedim.

-Peki tek başına yapabilir misin?,diye sordu Zeynep.

-Tek başıma değilim. Nebibe Teyze de burda.,dediğimde başını salladı.

Konakta Boran ve Asminle başbaşa kaldım.

Beraber oyun oynadık. İkisininde karınlarını doyurdum. Boran biraz huysuzlaştığında altını değiştirip gazını çıkardım. Asmin ile beraber onu uyuttuk. Asmin'de bugün çok yorulmuştu. Onuda kendi odama götürdüm. Masal dinlemek istediğini söylediğinde en sevdiği masalı anlattım.

-Bu masalı bana babaannemde anlatıyor.,dediğinde acıyla gülümsedim.

Masal bitmeden Asmin uyumuştu.
Keşke her şey daha farklı olsaydı.

BEGENMEYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN...😆😆😆

MÜPHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin