MINNET

286 17 1
                                    

Sevmek insan yüreği kadardır,
Küçükse büyüğü kaldırmaz. 
                            (Atilla İlhan)

  
Ayağım sakalandığından beri tüm konak etrafımda pervane oldu.Biri hariç.Nazlı ve Rojin biraz oturup hal hatrımı soruyorlar.
  Salih, Güliz ve  dayımlar da gelmişlerdi.Onlara olanları doğrudan anlatmıştım.Salih biraz kızsada sonradan anlayışla karşılamıştı.Zaten Salih ve Güliz'in kafası başka yerde gibiydi.Galiba bunlar arasında bir şey olmuştu ama bana söylemiyorlardı.O zaman öğrensem iyi olacaktı.
 
   Sabah saat yedide uyandım.İki üç gündür kokarçaya döndüm.Bu yüzden duş  almaya karar verdim. Bandajımı çıkartıp banyoya girdim.Biraz geç çıktım banyodan. Gri kısa kollumu ve kiremit rengi eteğimi giydim.Saçımı da kuruması için açık bıraktım.Yatağın kenarına oturdum.Kremi ayağıma sürdüm.Ardındanda bandajla sarmaya çalışsamda başarılı olduğum söyleyemem.

-Ne kadar da beceriksizim ya.,dediğimde Murat'ın konuşmasıyla irkildim.Ne zamandan beri ordaydı?
Kapıya yaslanmış elleri cebindeydi.

-Katılıyorum.,dedi.

-Neye katılıyorsun?,dedim.

-Beceriksiz olduğuna.,dediğinde sinirlenmiştim.Bu adam nasıl benim sinirlerimle oynuyordu?Ellerini cebinden çıkartıp yatakta karşıma geçti.Elimdeki  bandajı aldı.

-Ne yapıyorsun?,dedim.

-Yardım.,diye kısa kesti.

Bileğime bandajı dikkatlice sardı.
Ben şaşkınlıkla ona bakıyordum O ise işine odaklanmıştı.Bir an başını kaldırıp bana baktı.Gözkerindeki duygu değişimlerini görebiliyordum.Ne olduklarını bilmesemde tek bildiğim şey bunlar ne nefretti ne de öfke.Kalbim aniden hızla çarpmaya başladı.Kalbimin sesini duyar gibiyim.

Nebibe Teyze'nin öksürmesiyle kendime gelmiştim.Murat kalkıp odadan çıktı.Nebibe Teyze elindeki kahvaltılık dolu tepsiyi yatağın yanındaki komidine bıraktı.
Ben hala Murat'ın bende bıraktığı hayretle savaşıyordum.

-Yanlış bir zamanda gelmedim değil mi?,dedi Nebibe Teyze.Mahçup görünüyordu.Nasıl bir zaman olduğunu bende anlamadım.

-Yok teyze.Yanlış bir zaman da gelmedin.

Gülümsemesiyle bende gülümsedim.

-Hadi kahvaltını yap sonra tekrar gelirim.,deyip odadan ayrıldı.

Ben hala Murat'ın etkisindeydim.Bir an ne değişti?Benden nefret eden adama ne oldu birden?İç sesim devreye girmişti.

Sonuçta onun yeğeninin hayatını kurtardın.Sana minnet duyuyordur.
Sadece bu . Her şey bundan ibaret.

İç sesime hak verdim.Neyse kahvaltımı yapsam iyi olur.Yoksa midemden gelen sesle herkes deprem olduğunu sanacak.Kahvaltımı yaptıktan  sonra Güliz'i aramayı unuttuğumu hatırladım.Telefonumu
komidinden aldım.Güliz ilk aramamda açtı.

-Alo!Almira.

-Güliz nasılsın?

-İyiyim.Ya sen nasılsın?

-İyi olduğumu pek söyleyemem Güliz burda can sıkıntısı ölüceğim.,dedim.

-Tamam o zaman ben burdaki işlerimi bitirir bitirmez oraya geliyorum.

-Tamam seni bekliyorum.

Telefon kapandığında Salih'i aradım.

-Alo!Esmer güzeli nasılsın?

-Hiç iyi değilim.Beni burda unuttun.Ben aramasam kimse aramayacak.Bugün hemen buraya geliyorsun.,dedim.

-Tamam geleceğim.Acıtasyon yap.

-Tamam.Çabuk ol ama.,deyip telefonu kapattım.

Şimdi sizi bir sorguya çekeyim de ne olduğunu  öğreneyim.

Tepsiyi alıp odadan çıktım.Merdivenleri topalaya topalaya indim.Eskiye göre şimdi  daha iyiyim.
Tepsiyi mutfak tezgahının üzerine bıraktım.Nebibe Teyze  etrafta görünmüyordu.

  Avludaki divana geçtim.Avlu kapısının çalmasıyla kapıya yöneldim.
Karşımda Güliz yanında da Salih belirmişti.Birbirlerine delici bakışlar atıyorlardı.

-Hoş geldiniz buyrun geçin.,dediğimde ikiside sinirle bana döndü.Güliz Salih'ten önce davranıp içeriye geçti.Ardından da  Salih geçti.
Avludaki divanda ayrı yerlere oturdular.Zor yürüdüğümü  bile unutmuşlardı.Zor da  olsa yerime geçmeyi başarabilmiştim.

Aradan uzun bir süre geçmişti ama kimseden ses seda yoktu.Bu böyle olmayacak.

-Kim bana olanları anlatacak.,dediğimde Salih söze başladı.

-Bence bunu  sana arkadaşın anlatsın.,dediğinde Güliz bir an parladı.

-Tabi anlatırım.Senin bu odun kardeşin annemin görüşmem için ayarladığı adamın yüzünü dağıttı.,dediğinde şaşkınlıkla Salih'e döndüm.

-Doğru mu?

-Doğru ama eksik.Adamın eli kolu rahat durmuyordu.Güliz'e saldırınca bende yüzünü dağıttım.
Güliz'in ani çıkışıyla yerimden sıçradım.

-Kendi başıma haledebilirdim.

-Hiç öyle görünmüyordu ama.,dediğinde Güliz kalkıp çantasını aldı.

-Kusura bakma Almira ama ben daha fazla bununla  aynı ortamda kalamam.,deyip konaktan ayrıldı.
Arkasından seslendim ama  cevap vermedim.Salih'e döndüm.

-Neden duruyorsun arkasından gitsene.

-Hangi hakla arkasından gideyim.,dedi.

-Bak Salih bu gidişle onu kaybedeceksin.Git ve  ona kalbindekileri anlat.,dediğimde kararsız gibiydi.

-Ya kabul etmezse.

-Salih kesinlikle kabul edecektir.,dediğimde yüzünde bir gülümseme oluştu.

-Hadi ne bakıyorsun.,dediğimde hızla avludan çıktı.

Eee!Ben görevimi yaptım.Gerisi onlara kalmıştı.

Divana tekrar kuruldum.Nazlı yanıma geçip oturdu.

-Ne yapıyorsun yenge?

-Odada oturmaktan bana gına geldi.Bende kendimi dışarı attım.,dedim gülümseyerek.

-Sende haklısın.Buraya geldiğinden beri burdasın.Rojin bir doğursun beraber çıkıp bir gezeriz.,dedi.

Nazlı'yla uzun bir süre sohbet ettik.
Akşam yemeği vakti gelmişti.
Nazlı yukarıya  gitmiş,bende mutfağa geçip akşam yemeğimi yedim.Sonra odama geçip kitap okumaya karar verdim.Nebibe Teyze mutfakla ilgilenirken bende ordan ayrıldım.Merdivenleri çıkmak uğraştırmıştı.Terasta yürürken ayak bileğim sızladı.Duraksadım.Sonra tekrar yürüyordum ki birinin koluma girmesiyle ona döndüm.Murat'ı görünce şaşırdım.

-Bana öyle bakmayı kes ve yürü.,dediğinde yürümeye başladım.Odamın kapısına kadar getirip yanımdan ayrıldı.Kendimi yatağa attım.Gözlerim istemsizce kapandı.












       

MÜPHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin