MEYRA

3.9K 51 15
                                    

Mutimedia: Meyra
(gerçek ismi medinam.g)


İnsan en çok kaçtığı şeyden  kurtulamıyor...




Merhaba ben Hümeyra Yilmaz ama bana kısacası Meyra derseniz sevinirim...

1.70. boylarında esmer tenli gayet normal bir kızım ... ama keşke Hayat hikayem de normal olsaydı.

Bu Hikaye Kaderimi hayatımdaki Adamların eline bırakmak zorunda kaldığım için, çaresizce onlardan kaçmamın Hikayesidir.

Bağ evinden 16 Ay önce:

"Kızım uyan artık saat 10 oldu haala yataktasın!"

Yüzüme yastık fırlatınca yerimden sıçradım.

Bismillahırrahmanırrahim.

Bu kadına gelmişlerdi yine.
Annemin yine sabah rutinleri.
Her sabah beni bağırarak uyandırırdı, bir kere nazik olsan Annecim ne olurdu?
Gözlerimi hafif aralamayı başardığım da duvardaki asılı saate baktım 09.11 .

Allahim neydi günahım.

Bu seferde gözlerim Annemi buldu kendisi şuan havaya bakıp Sabır dileniyordu.

+ "Kalktım Anne! " dıye çırladım.

Ayyy bu ses benden mi cıkmıştı?

Sanki 40 yaşında bir Adama aittı, hafif öksürdüm, boğazım kurumuştu iyice.
Şimdi kim kalkıp bir bardak su için mutfağa gidecekti ki?

Annem kendince söylenmeyi bırakıp odamdan cıkınca yine uzandım yatağıma.
'Ahhh canım yatağım sende olmasan ne yapardım ben?
Beni anlayan bir tek sen varsın,'
deyip yastığıma sıkıca sarıldım.

...

Bugün hafta sonu olduğuna göre babam evdeydi, pijamalarımla gezemezdim yani.
Hemen dolaptan siyah uzun kazağımı alip başımdan gecirdim.
İyi de Pantolonum nerdeydi şimdi?
Daha dün akşam yatağımın yanında ki koltuga koymuştum.
Kesin annem yine kirli sepetin icine atmıştı.

Ah bu kadın benim sonum olacaktı bir gün.

Bu kadar titiz olmak zorunda mıydı?
Etrafta kirli eşya görse tüm ev pis der, dipten temizliğe girişen biriydi.
Neyse ne sinirlenmeyeceğim bugün.

Mutfağa girmeden önce Babamın uyanıp uyanmadığına baktım. Babamın kapısı kapalıydı,
iyiçe kapıya yanaştım, horlama seslerini duyunca rahatladım.

Babamın horlamasını normalde komşular bile duyardı, yazık bu horlaması diğer horlamarına göre sessiz kalıyordu.
Adamcağız çok yorulmuş iş'de sesli horlamaya bile tâkatı kalmamış.
Hemen Mutfağa girip buzdolabını actım, Menemen için Malzemeleri tek tek cıkardım ve yarım saat icinde sofrayı kurdum.
Menemenimde hazırdı oh mis gibi oldu valla.
Canım ellerim iyi iş çıkartıyorlar dı bazen.
Abim esneyerek içeri girdiğinde son crepe'lerimi pişiriyordum.

"Meyram abim döktürmüşsün yine" dedi burnuna havayı sesli bir şekilde çekerek.
-"Buyur abi sofra hazır."

Abim: " hayırdır crepe falan var, ne iş?"

Yav nasılda tanıyor kardeşini canım abım ya ...

-" Abimmm ailemizin en yakışıklı Adamı haftaya okul gezim var ne olur Babamdan izin al, ben sorarsam bana izin vermez.
Annemde Babana sor diyor.
Ikna ederse bir tek sen ikna edersin."

Abim bana gülerek:

"Bence boşuna zahmet etmişsin Babam asla izin vermez ama yinede sorarım senin icin," gülerek abime sarıldım.

-"Umarım Babam izin verir, cok istiyorum gitmeyi ..."

Babam mutfağa girince sert bir şekilde bana baktı ve cümlem yarıda kaldı " ne izniymiş bu?"
Hic istifimi bozmadan:

-"Babacım günaydın.
Nasılsın iyisindir inşAllah?
Rahat uyudunmu?
Bak sofra da hazır sana menemen yaptım en sevdiğinden."

+ "Menemen ha? Kesin bir iş var burda. Ne karıştırıyorsun yine sen?"dedi tek kaşını havaya kaldırarak.

- "Baba haftaya okul gezim var okulda.
Sabah gidicez akşam geleceğiz yine, yatılı değil yani.
Sadece Berlindeki Müzeleri gezicez.
Sınıftaki herkez gidiyor. Şey bende ... "

Babam öyle sert bakınca susmayı tercih ettim.

Babam : "Almıyayım seni ayağımın altına, kız başına ne işin var oralarda otur oturduğun yerde.
Abine dua et seni okula gönderiyorum kaldıki benden utanmadan ne icin izin istiyor. "

Aniden gözlerim dolmaya başladı.

- "Baba burası Almanya, türkiye degil nasıl acıklarım öğretmenime bu durumu."

+ "Dediği laflara bak terbiyesiz bide cevab veriyor.
Bir kahvaltım vardı onuda boğazıma dizdiniz," diye kükredi Babam.

Abim: "Baba cok üstüne gitmiyormusun?
En son gitmediğinde hasta dedik. Şimdi yine gitmezse dikkat ceker."

+ "Bu evin reisi benim ben ne dersem o, BU KADAR !"

Babam daha sofraya oturmadan kapıyı carpıp gitti.

Ağlamamak icin kendimi zor tutuyordum.
Kahretsin başkalarının yanında ağlamaktan nefret ederdim.

Annem: "keşke hic sormasaydın kızım, biliyorsun baban sinir hastası gecen ki gibi sofrayı devirmediğine şükür etmelisin."

Hic bir yorum yapmadan odama koştum, kimsenin yanında ağlamak istemiyordum.

Yatagıma uzandığımda akar diye düşündüğüm göz yaşlarım akmadı, sanki göz pınarlarım kurumuştu.

Babam beni o kadar ağlatmışdı ki zamanında göz yaşlarımı kurutmuştu sanki.
O zamanlar aklıma geldikçe ellerim titriyordu.
Kapı tıklandı abim iceri girdi , endişelli gözlerle bana bakıyordu:

"Meyram üzülme kardeşim Babam sakinleşsin söz ben ikna edeceğim onu..."

Pazartesi - Saat 6.00

Zil sesiyle yerimde sıcradım.
Odam karanlıktı, gözlerim karanlığa alışınca dün gece dersimin üstünde uyuya kaldığımı fark ettim, hemen ayağa kalkıp ışığı actım.

OLAMAZ.

Kitablarım buruş buruş olmuş üstüne yatmaktan bir kaç sayfada yırtık vardı. Bu ıslaklık da neyin nesı?
Ağzım acık mı uyuyoruşum ben?

Hemen ütüyü getırdim yan odadan, sonucta elbiselerimizi ütüleyen bir kac sayfa kağıt da ütüleyebilir değilmi?
Ütüyü hafifçe üstüne bastırınca kagıtlar yapışmişti.

-"Lanet olsun Lanet olsun Lanet olsun !!!
Niye hep ben yüce Rabbim, bir kere hayatta şansın benden yana olsa ne olurdu sanki?"

Kitabın sayfaları ütüye iyice yapışınca artık sertçe çekmeye başladım. Başlamaz olaydım kitabın yarısı elımde diger yarısı ütüye yapışık bir şekilde bana bakıyordu.
'Sinirlenme Meyra Sınırlenme Meyraaa ...' dedim çaresizce içimden.

Bana böyle bakmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin