Benden kacma artik

564 18 2
                                    



Huzursuzca yerimde kipirdandim her yerim tutulmuştu.
Gözlerim kalkar kalkmaz şansı aradı, dün gece benimle yatmasına rağmen odamda yoktu, camlarım ve kapımda kapalıydı.
Allah allah nasıl cıktı bu köpek bu odadan?

Neyse ... belliki gece uykulu halimle ben açmışım kapıyı.

Kalkıp üstümdeki gecelikleri çıkarıp Ayşe teyzemin bana özel yaptığı sabunla güzelce banyo keyfi yaptım. Ohhh miiss gibi kokuyorum hey gidi hey.
Vücut kremimide sürdüm'mü tamamdır.
Dolabı acıp ne giyeceğime kararsız kaldım ve Şimdilik bir sweatshirt ve bir kot pantolon olur dedim.
Saçlarımı topuz yapıp şalımı bağladım.
Odadan çıkar çıkmaz şans benim üstüme atlamasıyla sırtım yeri boyladı.
Boyum kadar köpek, yüzümü yalamaya başlayınca, o pahalı kremleri boşa sürdüğümü anladım.
Hemen sevmeye başladım oğlumu.
Şans koridorun sonuma koşup yanıma geliyordu, bunu kac kere tekrarlayınca:

-" Senın canın oynamak mı istiyor? Gel seninle dışarı cıkalım."

Girişe doğru yürünce ceketimi ve botlarımı giydim zaten şans sevinçten havlamaya başlamıştı bile.

Dışarı cıkar çıkmaz oğlum koşmaya başladı.
-" Dur şans fazla uzağa gitme."

Bende gülerek peşinden koşuyordum, cebimdeki topu çıkarıp atmamla şans ağzıyla yakalayıp koşarak getirmesi 20 saniye sürmedi.
Bunu ne kadar tekrarlasamda şans bıkmıyordu, tekrar tekrar çenesiyle tuttuğu topu elime uzatıyordu.
Onu başını okşayıp onunla oynamaya başladım, şans yine üstüme atlayınca dengemi tutamadım ve yere düştüm. Kahkahalarımı tutamıyordum...

Birden gözüme bir siluet çarptı .  
Hemen doğruldum.
Serdar evin girişinde kapıya yaslanmış bizi izliyordu.
Yine o bakışlara takınmıştı yüzüne o meşhur 'Serdar bakışları.'
Gülerek bizi izliyordu gözleri parlıyordu sanki.
Hızlıca yanından geçip eve girdim.
Onu gördükçe sinirlerim tavan yapıyordu.
Artık ciddi anlamda gitmesini istiyordum.
Dün bana bir adım attığını düşünmüştüm kısa bir süre.
Bana karşı bir şey his ettiğini gözlerinde okur gibi olmuştum ...
Elini belime koyup beni kendine çekmesi ... benim kalp atışlarım, onun elini yüzümde his etmem ...
Nefesi dudaklarımı okşaması ...
Hipnoz olmuş gibi sadece ona odaklıydım.

İlk defa hayatımda bana bu duyguları yaşatan biri oldu, kendimi rüyadaymış gibi his ediyordum.

Beni sertce itmesiyle uyandım rüyamdan.
Birden o bakışlarına öldüğüm adam gitti ve bam başka bir adam geldi.
Yüzü sirke saçan bir adam vardı karşımda, sanki bir şeyden iğreniyormuş gibi yüzünü ekşitti.
Benden iğreniyordu,
Niye diye düşünmeden edemiyordum.
Acaba çok mu kötü kokuyordum?
Veya yüzümü yakından görünce yüzümümü beğenmedi?

Sonrada bay Serdar hiç bir şey olmamış gibi sofraya gecti.
Yüzüme dahi bakmaya tenezzül etmiyordu.
Bilmiyorum niye ama kalbim bu hareketine çok kırıldı, göz yaşlarımı tutamıyordum, sessizce odama geçip kendime söz verdim: ' Bu ilk ve son Meyra, bir daha Serdar kılıç için ağlamayacaksın.'

Ben ve Serdar kadar imkansız bir şey var mıdır aceba?

Adam seninle oynuyor bu kadar kör olamazdım değil mi?
Bana bu kadar yaklaşmasına nasıl izin verirdim? Bu yanlıştı ve bu hareketleri kendime yakıştırmıyordum.
Aklıma geldikçe sinirleniyordum.

Kendimce Kalbime kilit vurup kapılarını kapattım.

Dikkatli ol Serdar kılıç artık eski aptal Meyra yok karşında...

Bana böyle bakmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin