Bu hikayem için çok heyecanlıyım. Yazdığım diğer hikayelerden farklı olduğunu düşünüyorum. Oy verip yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar 😘
Tony az ilerisinde telefonla konuşan kadını hayranlıkla süzmeye devam etti. Siyah deri eteği, beyaz gömleği ve yine siyah topuklu botlarıyla inanılmaz görünüyordu. Kısa, dalgalı saçları da siyahtı. Gözlerini onun yüzüne çok yakışan siyah bir güneş gözlüğü perdeliyordu. Koyu kırmızı ruj çoğu kadına yakışmazdı, ama bu kadındaki görüntü; Tony'nin başka kimsede kırmızı ruj görmek istememesini sağlıyordu.
Tony, onun yanına gidip tanışmak için telefon konuşmasının bitmesini bekliyordu. Lidya ise tabiki Tony'nin onu hayranlıkla süzdüğünün farkındaydı ama değilmiş gibi yapıyordu. Sonunda telefonu kapattığında Tony sakin adımlarla ona gelmeye başladı.
"Merhaba."
"Merhaba?"
"Sizi daha önce hiç burada görmedim. Görsem kesinlikle hatırlardım." Lidya siyah güneş gözlüklerini çıkarırken gülümsedi. Tony, onun mavi gözlerine kenetlenmişti.
"Unutulmaz bir kadın olduğum doğru." Lidya'nın kendinden emin gülümsemesi Tony'yi biraz daha ona hayran bıraktı. Ama Tony Stark tabiki hayranlığını belli edecek değildi."Tony Stark." Lidya, Tony'nin uzattığı eli tuttu ve Tony, elinin üzerine kibar bir öpücük bıraktı.
"Memnun oldum bay Stark."
"Ve siz de..?" Tony gülümsediği esnada Lidya'nın telefonu tekrar çaldı. Lidya bu soruya cevap vermeyecekti tabiki.
"Üzgünüm bay Stark. Gitmem gerek vaktim yok." Tony anlayışla başını salladı. Lidya arkasını dönüp bir adım atmıştı ki Tony tekrar konuştu."Sizi tekrar görebilecek miyim?" Lidya, arkasını dönüp ona baktı. Büyüleyici gülümsemesini sunup 'bilmiyorum' anlamında omuz silkerken gözlüğü taktı ve aramayı yanıtladı. Görüşmeyeceğiz, deyip onu üzmek istemezdi. Lidya ilerlerken Tony onun deri etekte oldukça güzel görünen kalçalarını izledi. Arabasına yöneldiğinde Happy'nin de Lidya'yı izlediğini görünce kaşlarını çattı.
"Önüne bak Happy."***
Tony toplantı odasına girdiğinde Nat sinirle konuştu.
"Neredesin Tony?! Resmen geç kalmaktan zevk alıyorsun! Fury gelecek az sonra." Tony onun dediklerini duymuyordu. Aklı o kadındaydı. Adını bilmediği o kadında.
"Aşık oldum." Steve içtiği kahveyi püskürtürken Clint bunun gerçek olmadığını düşünüp kahkaha attı. Nat ise şaşkınla ona bakıyordu. Thor ise sırıtmaya başlamıştı."Ne?"
"Aşık oldum." Herkes onun ciddi olduğunu fark edip ciddileşti. Tony Stark, playboy olan, aşık olduğunu söylüyordu.
"Kime peki?" Tony iç çekti.
"Bilmiyorum." Odaya Fury'nin girmesiyle bu konu geçici olarak kapandı."Yine niye bizi buraya topladın Fury?"
"Shield'ın birine ihtiyacı var. Sizden onu bulmanızı istiyorum."
"Kim bu?"
"Kara Mamba lakaplı bir ajan." Fury, herkesin yüzüne tek tek bakıp tepkilerini inceledi.
"Dünyanın en tehlikeli yılanı değil miydi o?" Fury kafa salladı."Düşmanlarına lakabı kadar tehlikeli. Onunla ilgili elimizde çok az bilgi var. Gerçek kimliği ya da fotoğrafı elimizde değil. Annesinin Amerikan, babasının Türk olduğunu biliyoruz. Türk ordusundan yetişme. Bordo bereli düzeyinde eğitim almış bir asker. Ama daha çok bir istihbaratçı."
"Peki biz bu adamı nasıl bulacağız?"
"Bu kadını bulmak pek kolay olmayacak yüzbaşı." Herkes kadın olmasına şaşırırken Fury devam etti.
"Bordo bereliler Türk askeri teşkilatının içindeki en iyilerden. Bordo berelileri biraz araştırırsanız yetenekleri hakkında az çok fikriniz olur. Onu bulmak gerçekten zor olacak. Kılık değiştirme konusunda uzman. Sokakta bir dilenci olarak görseniz şüphe duymazsınız. Bir plazada topuklularıyla gördüğünüzde iş kadını olduğundan şüphe etmeyeceğiniz gibi. Bir görünür bir kaybolur. Birçok dili anadili gibi iyi konuşur. Kısacası fazla iyi ve bizim ona ihtiyacımız var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Mamba
Fanfiction"Fury, kim bu Kara Mamba?" "Bu kadının kim olduğunu bir Türk teşkilatı içindeki sayılı üst düzey yönetici bir de düşmanları biliyor. Tabi, düşmanları onun Kara Mamba olduğunu öğrendikten sonra ölüyorlar, o ayrı konu." "Şehir efsanesi gibi bir şey ya...