BÖLÜM 19 | AVCI PERİ

4K 1.5K 43
                                    

Merhaba,

Bol Ahu&Arianlı bir bölümle geldim. İkisini yazmak zor olduğu kadar heyecanlı da.

İyi okumalar.

⊰᯽⊱┈──╌❊╌──┈⊰᯽⊱

Ahu, ufak hançerler gibi ciğerine batan nefeslerini kabzasından tutup çekmek istedi, ama olmadı. Acıyordu, o hançerleri çekip alırsa battıkları yerde açtıkları yaradan kanın cari olacağını biliyordu.

Maralı boynuzlarını göğüs kafesine geçirirken göğüs oluğuna baktı. Sadece baktı ve bunun dikenliklerle dolu olan zihninin bir oyunu olduğunu düşündü.
İki çıkık köprücük kemiğinin bir karış aşağısında bir dövme vardı. Dikenli beyaz damarlarında açan küçük çiçekler sırt sırta vermiş hilallerin arasından kıvrılarak, göğüs kıvrımına doğru yayılıyordu. Damarlar, içinde inci suyu akıyormuş gibi şavkıyor, dolaştığı yerde göğüs uçlarına doğru tatlı titreşimler yayıyordu.

Bu his doğal değildi. Ahu, mühürlü olamazdı. Bir peri, Ahu uyurken ince uçlu bir fırçayı beyaz boyaya batırıp onu eli altındaki porselen bebek gibi boyamış olmalıydı.

Adı dövmeydi, mühür değildi.
Savanada düşen maralı dört ayak üstüne kalkıp, dikenli çalılıklarla kaplı zihnine girdiğinde hona ona fısıldadı.

İnkâr et ya da kabul et.

Ahu, Maral Nara'nın talihsiz kaderini yaşamak istemiyordu. Bir gün, mühürlü olduğu eril peri tarafından karnı deşilerek ölmek istemiyordu. "Hayır," dedi inkâr etmeyi seçerek. "Bu doğru olamaz."

Arian ateşî avucu içine hapsettiği yumruğunu hafifçe sıktı ve baş parmağıyla oluğunun başladığı o noktayı okşadı. Dokunuşu tenine düşen bir ateş parçası gibiydi.

"Gelinim sensin." Peri konseyinde bulunan eril ve dişi perilere ilan eder gibi yüksek sesle konuştu. "Bu mühür, seni bana mühürlüyor. Sen benimsin, benim." Tınısı sözüne muhalefet eden ya da aksini iddia edeni kara alevler içinde küle çevirecekmiş gibi tehditkârdı.

Ahu, yıldızsız gece kadar karanlık eril periden korkması gerektiğini bilmesine rağmen göğüs kıvrımlarını aşikâr eden kumaşı avucu içinde yukarı doğru çekti ve bileylediği bakışlarını ona dikti.

"Senin peri aklın bulanmış." Parmak ucunu kulağının yuvarlak çerçevesi üzerinde kaydırdı. "Ben insanım, insan. Lanet olası bir peri değil!"

Arian'ın mahir bir demir ustası tarafından bronz metalden dövülmüş gibi duran yüz hatları sertleşti. Elini geri çekerek kollarını siyah deri zırhı üzerinde kenetledi.

Ahu, avucunun terk ettiği elinin ılık vaha havasında bile üşüdüğünü hissediyordu.
"Peri mühürü iki peri arasında olmak zorunda değil. Taraflardan birinin peri olması mühürün işlenmesi için yeterli."

Tıpkı Maral Nara'nın insan olmasına rağmen bir periyle mühürlendiği gibi. Lâkin Ahu, bir sabah ansızın belirmeye karar veren mühüre pes edecek değildi.
Surlarını çekti ve omuzlarını dikerek ayak parmak uçları üzerinde olabildiğinde yükseldi. Şu halde bile adamın köprücük kemiğinden bir parmak aşağıda kalıyordu.

Kahrolası periler bu kadar boylu poslu olmak zorunda değillerdi!

"Öyle olsa bile bu sana mühürlü olduğum anlamına gelmez! Belki de bir başka periye mühürlüyüm!"

AVCI VE CEYLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin