Selam okurperilerim,
Uff, mükemmel bir bölümle geldim. Avcı'yı dumura uğratmaya hazır mısınız?
Satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin.
İyi okumalar!
⊰᯽⊱┈──╌❊╌──┈⊰᯽⊱
"Arian," diye fısıldadı. Gelin çiçeği beyazından kaşkorsesini sıyırarak parmak boğumlarına hapsetmişti. Gül kurusu dudaklarından dökülen ipeksi buseler hilal mühür yolunu takip ederek göğüs tepesine geldiğinde durdu.
Dumanlı nefesini aheste verdi ve sonsuz bir arzuya uyanarak göğüs ucunu dudakları arasına aldı.
"Arian!"
Binefes çığlığı ud ve kafur ağaçlarının çevirdiği ormanda yankı buldu. Sırtına batan kuru dal parçaları ve kırgın yapraklar döşeği, mehtaplı gece yorganı olmuştu. Bir de göğsüne alevli öpücükleri sığdıran adam vardı.
Parmağını usul usul göğe doğru kaldırarak ruhuna ve bedenine tapmak için yalvaran ve yakaran siyah alevlere dokundu. Sahibinden başkasını ısıran ve onu külden bir tayfa çeviren alevler, sahibesi önünde diz çöküyordu.
"Ahu," diye inledi Avcı. Siyah amber gözleri ihtiyaç ve ihtirasla akik harelerini buldu. "İçinde olmak istiyorum, yavru ceylan. Şimdi, burada, birbirimize ait olalım istiyorum."
Ahu'nun dudaklarında konuşacak takat yoktu. Parmakları çenesi altından başlayarak köprücük kemiklerine akan ay damarlarında dolaşırken başını salladı. Arian nefesini özlemle soluyarak elini davetkâr şortuna atarken burnuna kırk çeşit çiçek kokusu doldu.
Misk kokusu... Hayır, bu doğru olamazdı. Ahu, çiçek özü içmişti. Kokunun notası değişmiş olmalıydı. Kalbi ansız çarpıntıya mesken oldu. Eğer Arian kokuyu alırsa gece, kefeni olurdu.
Arian, parmaklarını şortunun kenarına attığında, "Arian, dur!" diye haykırdı. Öğrenemezdi, hayır. Arian'ı göğsünden iterek kalçaları üstünde geriledi. Yapraklar çıplak bacaklarını çiziyor, tenini kırmızı kan katreleriyle lekeliyordu.
"Bana yalan söyledin."
Arian'ın amberleri kavruldu, gecenin dokunduğu saç kıvrımları karanlık bir yelin kurbanı oldu.
"Bana yalan söyledin!"
Ahu, "Hayır!" diye bağırdı. "Sana asla yalan söylemedim."
Arian, "Bana ihanet ettin," diye mırıldanırken belinden bir hançer çekti. Gümüştendi. Mühür ışığı bıçak sırtında kırılıyordu.
Hayır, hayır, diye düşündü Ahu. Yine aynı rüyayı görüyor olamazdı. Uyan, diye bağırdı. Uyan!
Uyandı. Kulağını yıkayan sıcak nefese, boğazına sarılan kaslı kola ve bedenini örten rakik kanada uyandı. Arian, bedenini kaşık içine almış, peri heybeti ve görkemli kanadı altında pinhan etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVCI VE CEYLAN
Fantasia"Yavru ceylan," diye fısıldadı. "Yolunu mu kaybettin?" Avcı'ydı bu. Her gece karnına gümüş bir hançer sokup, gelin çiçeği beyazı geceliğini kanlar içinde bırakan kâbusuydu. Kasıklarına giren sancıydı. Alacakaranlığa bıraktığı acı dolu feryattı. Ve ş...