Giriş / DURUŞMA

6.1K 215 165
                                    


Bölüme başladığınız tarihi buraya yazın 🖋️

Beğendiğiniz kalbinize dokunan pasajların altına 🌙 emojisi bırakın lütfen


° Ahmet Kaya ~ Nereden Bileceksiniz


° D U R U Ş M A

10 Nisan 2018, Salı.

Saat; 14.07.

Yelkovanın çaresizce akrepten kaçtığı o dakikalarda bir adamın ayak sesleri yankılanıyordu adliye binasının duvarlarında.

Dakikalar aleyhine akıp gidiyor, yelkovan son sürat kaçışına devam ediyordu . Ama adam tek bir anın içine hapsolmuştu. Ölümün üstüne yıkıldığı o anda..

Bileklerine vurulmuş prangadaydı gözleri.

Ne olmuştu? Nasıl olmuştu? Neden olmuştu?

Hiç birisine verecek bir cevabı yoktu.

Dili uzunca bir zaman önce suskunluğa ant içmişti. Kendisine inanacak birisini aramayı bıraktığından bu yana bakışları birer buz kütlesine dönüşmüştü.

Geniş omuzları yenilgisine inat dimdik duruyordu fakat içindeki çocuk boğazına kadar battığı bu bataklıktan kurtulamayacağını anlamış ve korkuyla köşesine çekilmişti. Çocuğun verdiği titrek nefesler adamın kanını donduruyordu.

O çocuğu sindiği soğuk duvar dibinden çekip almadı adam.

Ruhu bir uçurum kenarında dikilmiş, sonu görünmeyen boşluğa bakıyordu. Hiçbir şey hissedemeyecek kadar duygusuzlaşmıştı. Hiçbir şeye karşı koyamayacak kadar vurdumduymazlaşmış, ardında bıraktığı hiçbir anı hatırlamayacak kadar vefasızlaşmıştı.

Ellerinin aksine katil olmuş düşünceleri birer birer duygularını katletmişti.

İçindeki çocuğun kokuşmuş nefesi damarlarında dolaşırken ona acımayan yanı, ruhunu dikildiği uçurumun kıyısından aşağıya attı. Çocuk kalmış yanı yok olurken cılız bir çığlık sesi bıraktı ardından, varlığının silikleşen izleri arasına. Çoktan kararmaya yüz tutmuş düşünceleriyle kaplı duvarlarda yankılansa da o çığlık adam, bir daha çocuğun sesini duymayacaktı.

Karanlığa bürünen yeşil gözlerini bileklerinden çok insanlığına vurulmuş prangadan ayırdı.

Duruşmasının gerçekleşeceği salonun önüne gelmişlerdi. İçinde bulunduğu durumun aşinalığı ellerini öfkeyle yumruk yapmasına neden oldu. Adımları bıçak kadar keskin bir tavırla durduğunda iki yanında hizalanmış askerler ifadesiz yüzlerini ona çevirdi. Oysa onun soğuk yeşilleri kendisinin duracağı yerden ayrılmış oturma alanında, aralarına koyabilecekleri tüm mesafeyi koyarak oturmuş olan iki kadındaydı.

Hayatlarını hayatı bildiği, nefeslerini nefesi saydığı iki kadın..

Kendisine oldukça uzakta, duvar dibinde, oturan kadının yaşlarla bulanıklaşmış gözleri gözlerini bulduğunda nefesini tuttu adam. Kadının bakışlarına yerleşmiş hayalkırıklığı kalbine ağır bir darbe indirdi. Kadın vermişti hükmünü. Artık adam için hakimin ne diyeceğinin bir önemi kalmamıştı.

K U M P A S | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin