39|Carpe Diem

397 50 423
                                    

# Kendimden Hallice - Soğuk Şarap

# Batuhan Kordel - Sıcak Şarap

Okuyucu: Nasıl yani, bir bölüme iki şarkı ve biri sıcak bir soğuk şarap?

Yazar: Acele etme, şöyle okumaya alayım seni 👇🏻

~

"Simay?"

Adımı sorarcasına söylemesi bana sınıftaki ilk karşılaşmamızı hatırlatınca, dudağımın kenarı kıvrıldı.

"Çakıl?"

Ensesinde duran havluyu tamamen indirip montların asılı olduğu askılığa bıraktı. Yüzündeki değişmeyen şaşkın ifadeyle bana bakmaya devam ettiğinde, sanki evlerine gelmiş olmam çok normal bir şeymiş gibi bir tavırla sordum.

"İçeri almayacak mısın beni?"

Telaşlı bir şekilde, aralı duran kapıyı tamamen açtı. Eliyle içeriyi gösterdiğinde ayakkabılarımı çıkararak ilk adımımı attım. Çok geçmeden Asya koşarak yanıma geldi. Direkt olarak boynuma sırılıp neşeli bir sesle 'i' harfini uzatarak bağırdı.

"Hoş geldin!"

Sarılışına karşılık verdim. Gülerek ayrıldıktan sonra cevapladım. "Hoş buldum."

Çakıl'ın gözünü bile kırpmadan aynı yerinde bizi izlediğini görünce Asya'ya döndüm.

"Sıkıntı olacaksa gideyim ben."

Asya dirseğiyle Çakıl'ı dürttüğünde, transtan çıkarcasına silkelendi.

"Saçmalama Simay. Şaşırdım sadece."

Her ne kadar bana hâlâ soğuk yapsa da, buraya Çakıl için değil, Asya için gelmiştim. Bu nedenle görmezden gelmeye çalışacaktım.

Bir süre herkes susup birbirine baktıktan sonra üzerinde küçük. mavi çiçekleri olan, pembe bir elbise giyen ve oldukça genç görünen bir kadın koridorun başında göründü. Benimkinin tonuna çok yakın olan sarı saçları, makyaj olmadığına emin olduğum hâlde oldukça canlı ve parlak görünen yüzü, pembe ve dolgun dudakları... Yaklaştıkça daha net görünen yüz hatları bana tek bir şey düşündürüyordu. Bu kadın güzeldi, fazla güzel...

Ben hipnoz olmuş gibi onu izlerken yanıma gelip sıkıca sarıldı. Kaya'nın annesinde tebrübe etmiş olduğum için affalamamıştım. Aksine, bunu bekliyormuş gibi ben de sımsıkı sarıldım. Burnuma dolan koku... Çok ait hissettiriyordu.

Yavaş yavaş benden ayrıldıktan sonra muhteşem bir gülümsemeyle yüzüme baktı ve o an anladım ki, Çakıl etkili ve güzel bakışlarını kesinlikle annesinden almıştı.

İkimizin de tek kelime etmeden birbirimize bakarak gülümsüyorduk. Ben bir şeyler söylemek için dudaklarımı araladığım sırada şaşkınlıktan dilimi yutabileceğim bir şey yaptı. Çakıl'a doğru döndü ve işaret dili ile konuşmaya başladı.

"Ona 'hoş geldin' dediğimi söyler misin?"

Çakıl'ın da, annesinin de bakışları bana kaydığında yüzümdeki şaşkınlığı anında silip işaret diliyle yanıtladım onu.

"Hoş buldum efendim."

Kadın benim yaşamış olduğum şokun iki katını yaşarken, yalnızca içten bir şekilde gülümsemekle yetindim.

Bir süre sonra şaşkınlığı, yerini iç ısıtan bir gülümsemeye bıraktı.

"İşaret dili bilmen beni mutlu etti. Seninle araya birileri girmeden sohbet edebilmeyi çok isterim."

Sen De Kimsin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin