#
~
Gözümün içine girmek için direnen ışık dolayısıyla gözlerimi açtığım gibi kısma ihtiyacı hissetim. Birkaç kere açıp kapattıktan sonra açamayacağımı anlayıp zorlamamaya karar verdim.
Yaklaşık iki üç dakika daha yatmıştım ki odanın kapısının açılma sesini duydum.
"Ne oldu Simay'ıma?"
O özlediğim neşeli sesi duymamla az önce açmak için yırtındığım gözlerim anında açıldı ve endişe barındıran gözlerle karşılaştım.
Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara bir ara hastanelerle çok haşır neşir olmama rağmen beni şaşırtmıştı. Koluma iki tane serum takılmış ve üzerimde hastane kıyafeti vardı.
Uykulu ve hafif kısık bir sesle "Can." dedim fakat boynuma atılıp boğarcasına sarılan Can yüzünden devamını getiremedim.
"Kızım sadece bir haftadır görüşmüyoruz. Nasıl başarıyorsun bunu. Ben niye seni hep hastanelerden topluyorum?"
Sorusunu duyunca hafızamı zorladım. Bir süre düşündükten sonra aklıma gelmeyince odayı incelemek için kafamı kaldırdım. Sağ taraftan başlayarak gözlerimi tüm odada gezdirdikten sonra başucumdaki saksının içinde duran bitkiye odaklandım. O an şeklinin ıspanağa benzediğini fark edince küçük çaplı bir aydınlanma yaşadım. Yaşadığım bu aydınlanma, Can'ın sözleriyle doğrulandı.
"Kızım madem mideni bozacaksın, niye makarna ve ıspanakla bozuyorsun? Ben seni bir kebapçıya götürürdüm mis gibi yerdik."
Nefesimi kesen kollarından kurtulup açıklama yapmaya başladım.
"Oya Teyze bana bir daha ringe çıkmamam şartıyla yemek yedirmeyi keseceğini söyledi."
Can'ın gözleri fark edilir derecede büyüdü.
"Hiç vazgeçmeyecekler değil mi"
"Sanırım hayır. Aslında bu kadar ısrarcı değillerdi bırakmam konusunda ama..." Cümlemi yarım bırakmamdan kuşkulanıp sorarcasına bir "Ama?" dedi
"Ama..."
Sabırsız bir ses tonuyla konuştu. "Simay söyle artık. Ama?"
Derin bir nefes aldım. "Can söyleyeceğim ama kızmak yok."
Kararlı olduğunu anlayabileceğim bir ifadeyle baktı. "Kızmam gereken bir şeyse kızarım."
Yaşadığım stres dolayısıyla istemsizce kendi kendime konuşmaya başladım.
"Simay sen çok saf bir insansın. Hangi akla hizmet en yakın arkadaşına, abin konumunda olan insana, ringde artık profesyonellerle dövüşeceğini söy-"
"Ne!"
Lafımın hiddetle bölünmesiyle yaptığım şeyin saçmalığının farkına vardım. Gözlerimi usulca kapattım. Sonra yüzüme masum bir ifade yerleştirerek açtım.
"Kardeşim, Simay..." Ellerini saçlarının arasından geçirdi ve sinirle konuşmaya başladı.
"Sakinim... Sakinim... Acayip sakinim.
Hiç bu kadar sakin olmamıştım. Hatta o kadar sakinim ki..." Çok kısa bir an, gerçekten sakinleşeceğine ihtimal verdim. "Bok sakinim!" Aniden bağırmasıyla, bunun tamamiyle boş bir umuttan ibaret olduğunu anladım."Eğitim bittikten sonra ringe çıkmak istedin, destekledim. Kızlar için izin almana rağmen erkeklerle de dövüşmek istedin, izin verdim. Desteğimi hiçbir zaman eksik etmedim. Ama bu çok fazla. Aynı eğitimleri alsak da bu beni de aşıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen De Kimsin?
Teen Fiction"O intihara kalkışacak kadar güçsüz değil. Tam aksine, çok güçlü biri." Kendimizi fazla kaptırmış olmalıydık ki, yanımıza gelmiş olan Çakıl'ı, ancak konuştuğu zaman fark edebildik. "İntiharın güçsüzlükle ne alakası var? Asıl güçlü insanlar intihar e...