# Emir Taha - Huyu Suyu
Öncelikle, erzak filan alın bence yanınıza. Çünkü bölüm 4300 kelime. (Geç gelişimin telafisi ;))
Aslında bu şarkı bir televizyon dizisinde kullanıldığı için, oradan almış gibi olmasın diye kullanmayı pek düşünmüyordum. Ama çoğu şarkım melankolik veya duygusal tarzda ve bu bölüm asla öyle değil xkdmlxmd
Keyifli okumalar💙
~
Son dersin boş olmasını okul dışına çıkarak değerlendiremeyecek olmamızın hüznünü yaşadığım sırada, sıraları çekerek oluşturduğumuz çemberin içinde dönen muhabbetten soyutlanmıştım. Yanımda oturan Çakıl da aynı durumda olmalı ki, bakışlarını bana çevirerek üçünü kendi hâline bıraktı.
"Simay." diyerek ismimi mırıldandıktan sonra, "Çıkışta müsaitsen konuşalım mı biraz?" diye sordu.
Çaşlarım istemsizce çatılmıştı. "Ne hakkında?"
"İki gün önce, karnım yandığı zaman, iki kere gündeme gelen, ama sen beni yalnız bırakmamak adına ikisinde de susturduğun için konuşmadığımız mevzu hakkında."
Dudaklarımın kuruduğunu hissettim.
"Konuşurduk ama şey... Şey yapacaktık çıkışta." Kahkahalarla gülen Aras'ın omzunu dürterek sordum. "Ne yapacaktık biz çıkışta Aras?"
Herkes kısa bir an susup bize bakmaya başladığında, gerginlikle beni batırmasını bekledim. Aras'tan beni kurtarması için medet ummak hayal perestliğin kaçıncı seviyesiydi acaba?
Aras ilk defa zeki olduğunu hissettirerek gerginliğimi fark edip, daha önce hiç mevzusu geçmemiş bir olayı sırf beni kurtarmak için ortaya attı.
"Futbol! Futbol oynayacaktık."
Fakat Aras zeki ise, Çakıl da saf değildi ve ne yapmaya çalıştığımı anlamıştı.
"Futbolu sonra oynarsınız. Çıkışta konuşmamız gerekiyor bizim."
"Bana ne." dedi Aras omuzlarını mızıkçı bir şekilde kaldırıp indirerek. "Bugün futbol oynayacağız. Siz sonra konuşursunuz, günler torbaya girmedi ya."
Saçma muhabbetlerini bitirmiş, üçümüzü dinlemeye başlamış olan ikiliden Giray, alaylı bir şekilde gülünce bakışlarımı ona çevirdim.
"Ya kanka sen ne anlarsın toptan, futboldan filan?"
Benim kaşlarım hırsla havalanırken, Çakıl Giray'ı beni kışkırtmaması için uyarırcasına omzunu dürttü. Giray Çakıl'ı umursamadığını belli edercesine omuz silkerek bana döndü.
"Hiç öyle bakma Simay. Tamam boks filan yapıyorsun, çıtkırıldım biri olmadığını biliyorum ama hiç futbol oynayacak bir kız gibi durmuyorsun. Eminim ki forvet ne demek, onu bile bilmiyorsundur sen."
Muzip bir şekilde gülümserken "Hm..." diye mırıldandım. "Rakip takımın kalesine en yakın oynayan; amacı ve görevi gol atmak, takıma sayı kazandırmak olan oyuncuya denmiyor muydu kardeşim?"
Aras ilkokulda kankası sevmedikleri kıza laf sokunca sınıfın ortasında "Ooo ne dedi!" diye yükselen kız çıkışı yapınca, Kaya ve Çakıl gülmeye başladı. Giray mı? Bu kadar doğru tanımlamamı beklemediğinden olsa gerek bir miktar bozulmuştu. Bu düşüncemin doğruluğunu da alaylı bir şekilde gülerek "Güzel tutturdun." demesiyle kanıtlamıştı.
"Tutturmadım kardeşim. Biliyordum zaten." dedim oluşan havamı yüz ifademle koruyarak.
"Madem o kadar iyi biliyorsun..." dedikten sonra beni zorlayacağını düşündüğü bir terim seçti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen De Kimsin?
Teen Fiction"O intihara kalkışacak kadar güçsüz değil. Tam aksine, çok güçlü biri." Kendimizi fazla kaptırmış olmalıydık ki, yanımıza gelmiş olan Çakıl'ı, ancak konuştuğu zaman fark edebildik. "İntiharın güçsüzlükle ne alakası var? Asıl güçlü insanlar intihar e...