# Perdenin Ardındakiler - Derdime
Huh! Yetiştirdim xkdnldmd. Bu arada, selam :)
Her bölümde hatırlatmak istemiyorum ama şarkıları bölüme uygun olarak seçiyorum.
~
Aynanın karşısında son bir kez kendime baktıktan sonra izlendiğini anlayan beynimin uyarısıyla direkt olarak kapıya çevirdim gözlerimi. Aralı duran kapıdan bir çift gözün parlaması beni ürkütürken, aynı oranda karşımdakini de ürkütmüştü. Kapının açık olan kısmı beni izleyen kişiyi görmem için yetersiz kalınca, koşar adım kapının yanına gitmeya başladım. Beni izleyen kişi bunu fark etmiş gibi hemen oradan ayrıldığında, kapıyı aceleyle açarak merdivenlere doğru ilerlemiş bedene seslendim.
"Hey, dursana!"
Adımlar durunca, o aşina olduğum sarıya dönük saçlarla karşılaştım.
"Çakıl?"
Yüzünü bana çevirdiği gibi telaşla "Özür dilerim." diye mırıldandı.
Ne için olduğunu anlamadığım için "Ne?" dedim şaşkınlıkla.
"Geldiğimi haber vermeliydim, gizli gizli izlemem yanlıştı." Ben sormadan onun söylemiş olması şaşkınlığını ikiye katladı. Bu şaşkınlığımı mümkünsüz bir şekilde arttıran ise, sonrasında sıraladığı dürüst cümlelerdi.
"Ama... Senin kendinle başbaşa kaldığın anları çok seviyorum ben. Keyifliysen şarkılar mırıldanmanı, sinirliysen kendi kendine söylenmeni, bazen kendinle konuşmanı, ardından bunun saçma olduğunu düşünüp kendine kızmanı, ama eninde sonunda yine kendinle konuşmanı... Seviyorum."
"Seviyorum?" dedim sorarcasına. "Daha önceden de mi yaptın bu izleme işini?"
"Hadi gel." dedi geçiştirmeye çalışır gibi. "Diğerlerini bekletmeyelim."
Konuşmama izin vermeden odama girdi. Yatağımın üzerinde duran çantamı ve telefonumu alıp kapımı kapatarak çıktı odadan.
"Odan sen gibi kokuyor, çok hoş."
Ben henüz iltifatını sindiremeden kolumu nazikçe tutup aşağı indirmeye başladı. Mutfağın kapısında durup "Oya teyze, biz çıkıyoruz." dedikten sonra beraberinde beni de götürerek hızlı adımlarla kapıya ilerledi. Oya teyze bize yetişip kapıya geldiğinde çoktan ayakkabılarını giymişti.
"Oğlum ne bu acele? Simay bana ikide buluşacağınızı söylemişti."
"Öyle ama ben insanları bekletmeyi hiç sevmem. Biraz erken gidelim biz."
"Tamam, öyle olsun madem." diyerek kabullendiği sırada bahçenin önünde duran arabayı fark edince ekledi. "Dikkatli sür oğlum."
"Tamam efendim, dikkat ederim."
Arabanın önüne geldiğimizde yalandan bir tereddütle baktım. "Ben binsem mi bilemedim şimdi." dedim şakalaşır gibi. O bunu anlamamış olmalı ki, gayet ciddi bir şekilde sordu. "Neden?"
"Malum, tanıştığımız ilk gün senin sürdüğün araba yüzünden, az daha canımdan oluyordum."
"Haklısın." dedi kafa sallayarak. "Gel taksi durağına yürüyelim, taksiyle gidelim. Ben dönüşte yine seninle gelir, alırım arabayı."
"Of!" dedim ayağımı yere vurarak. "Hiç şakalaşılmıyor ki seninle de. Hemen ciddiye alıyorsun."
"Ciddiye almak değil de, senin istemediğin bir şeyi yapmaktan çekinmek diyelim." diyerek düzeltti beni.
![](https://img.wattpad.com/cover/117890437-288-k813845.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen De Kimsin?
Teen Fiction"O intihara kalkışacak kadar güçsüz değil. Tam aksine, çok güçlü biri." Kendimizi fazla kaptırmış olmalıydık ki, yanımıza gelmiş olan Çakıl'ı, ancak konuştuğu zaman fark edebildik. "İntiharın güçsüzlükle ne alakası var? Asıl güçlü insanlar intihar e...