# Nova Norda - Kim Üzdü Seni
~
●Çakıl'ın Ağzından●
Cam kenarına geçmiş, mermere yasladığı telefonundan, dudaklarında buruk bir tebessüm oluşmuş bir şekilde Emir'le konuşan Simay'ı izliyordum. Evet, yaklaşık on dakikadır yaptığım tek eylem buydu.
Kendimi kaptırmış olduğumu, omzuma konan elin irkilmeme neden olmasıyla anladım. Gözlerimi usulca başımda dikilen bedene çevirdiğimde, bana merhametle gülümseyen Kaya ile göz göze geldik.
"Korkma." dediğinde çatılan kaşlarım, "Onu affetmez, beni de affetmedi." diye eklemesiyle gevşedi. Ardından mırıltıyla "Tıpkı..." dediğinde, dilinin ucuna kadar gelmiş olan cümleyi ben tamamladım. "...beni de etmeyeceği gibi."
Bakışlarımdaki korku, kaybetme korkusu çok tanıdık gelmişti ona. Bana olan merhamet dolu bakışlarından; simsiyah, güzel gözlerinden anlıyordum bunu.
"Siz ikiniz kavga ettikten sonra..." diyerek söze girdim. "Korkacağın bir şey kalmamıştı ortada. Elimde sana şantaj yapabileceğim bir şey de kalmamıştı. Neden o an gidip söylemedin ona? Neden 'Çakıl Keskin aslında bu' demedin? Neden sessiz kaldın?"
"Çünkü başkasından nefret ettirerek kendime aşık edemezdim onu." dedikten sonra aceleyle ekledi. "Yanlış anlama, şu an amacım kesinlikle bu değil. Biliyorsun, şu an tek istediğim dostluğunuz."
Buruk bir şekilde gülümsemeye başladığımda, araya giren cümlesi dolayısıyla kesilen konuşmasına kaldığı yerden devam etti.
"Hem, ben benim ağzımdan duymasını istemedim. Duyduğu anda vereceği tepkiyi görmek de istemedim. Duygularını mükemmel bir şekilde saklayan o güçlü kızın gardını düşürmesini, yüzünün alacağı o ifadeyi de ikinci kez görmek istemedim."
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp sözlerini sindirmeyi bekledim bir süre. Ardından adımı mırıldanmasıyla, tekrar araladım.
"Kendini çok kaptırıyorsun. Bu söylediğimi geçmiş mevzulara yorma. Şu an dostun olarak konuşuyorum, yapma. Dağılacaksın oğlum, tanıyorum seni. Benim gibi kolay da atlatamayacaksın. Şu bakışlara bak, gözlerinin feri söndü şu sır zırvalığının sıkıntısından."
Gözlerimi kaçırdığımda elini omzuma koyup dostça sıktı.
"Hazır hissetmiyor musun açıklamak için?"
"Hiçbir zaman hazır değilim onu kaybetmeye. Ama artık söylemeliyim, bunun farkındayım. Tek sorun, şimdi de o beni dinlemiyor."
Sessiz kalınca, derin bir nefes aldım.
"Her hareketimde, benim hakkımda öğrendiği her bilgide kafası daha çok karışıyor. Zihninde bir sürü ses var, buna eminim. Her biri farklı şeyler fısıldıyor ona. Susturmaya çalışıyor, gülümsüyor. Görmezden gelmeye çabalıyor ama... Yapamıyor, korkuyor Kaya." Bakışlarımı hâlâ Emir'le konuşan güzel kalpli Simay'ıma çevirdim ve bana acı veren cümleleri ekledim.
"Bu görüntü benim eserim, ben yarattım."
O da benim gibi Simay'a baktı bir süre. Sonra bakışlarını ondan çekmeden, "Evet korkuyor." dedi. "Seni kaybetmekten, affedememekten deli gibi korkuyor."
Elimi yumruk yaparak dişlerimi sıktım.
"Onu bu duruma getirdiğim için kendimden nefret ediyorum."
Gözlerini tekrar bana çevirdiğinde, ben de ona döndüm.
Şaşkınlıkla, "Kendine aşık ettiğin için mi?" diye sorunca, gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen De Kimsin?
Teen Fiction"O intihara kalkışacak kadar güçsüz değil. Tam aksine, çok güçlü biri." Kendimizi fazla kaptırmış olmalıydık ki, yanımıza gelmiş olan Çakıl'ı, ancak konuştuğu zaman fark edebildik. "İntiharın güçsüzlükle ne alakası var? Asıl güçlü insanlar intihar e...