18|Yürüyen Felsefe

769 81 56
                                    

# Yedinci Ev - İçine Düştüm

~

●Can'ın Ağzından●

"Anne..."

Herkes donup kalmış, şaşkınlık ve korku içinde Simay'a bakıyordu.

Elindeki neşteri karnına daha çok yaklaştırdı. Ve herkesin yüreğini burkan, o acı çektiğini bağıran ses tonuyla konuştu."Nerede o? Sesini duyduğuma eminim. Buradaydı, benim için gelmişti. Söylesenize nerede o!"

Kimseden ses çıkmadı. Kelimelerimi toparlamaya uğraşmayı bırakıp, yavaşça Simay'ın yanına doğru yürümeye başladım. Fakat hemen ardından, bunun ona stres yaptırıp kendine zarar vermesini sağlayabileceğini düşünerek yürümeyi bıraktım.

"Güzelim... O neşteri bana ver, öyle konuşalım. Ne dersin?" Söylediklerimi hiç duymamış gibiydi. Bakışları tek bir noktaya sabitlenmiş bir halde, o kelimeyi tekrarladı.

"Anne..."

"Simay'ım bak biz buradayız. Hepimiz sadece senin için buradayız. Baban, Oya teyzen, ben, ve diğer arkadaşların... Üzme bizi güzelim, hadi ver o elindekini bana." Simay hiçbir şekilde tepki göstermiyordu. Aynı ortamda olduğumuzun, onunla konuştuğumun farkında değil gibiydi. Kafamı diğerlerine çevirdiğimde, hepsinin az önceki şekilde baktığını gördüm.

"Emre Amca..." Yardım istediğimi anladıklarında hepsi harekete geçti.

"Güzel kızım, Simay'ım... Hadi ver onu bize"

"Simay... Bizi duyabiliyor musun?"

Babasına da, Kaya'nın sorusuna da cevap vermemesi beni iyice korkuturken, elimden gelen son şeyi yapmaya karar verip, yavaş adımlarla yanına doğru yürümeye başladım. Korkutmamak adına da sakin bir sesle konuştum.

"Güzelim, seni çok seviyorum bunu biliyorsun değil mi? Sen benim bu dünyadaki ilk ve tek dostumsun, kardeşimsin. Simay sen benim değerlimsin." Elinden neşteri alabilmem için sadece iki - üç adım atmam gerekiyordu. Ama Simay, korktuğum şeyi yapıp, gözlerini sabitlediği duvardan ayırdı ve direkt olarak bana çevirdi.

"Yaklaşma!" Tek bir kelimesiyle herkes sustu.

"Simay'ım... Yapma ama böyle. Gel yanıma, ya da bana müsaade et yanına geleyim. Şu neşteri ortadan kaldırıp öyle konuşalım." Kurnaz davranıp konuşurken bir yandan da yavaş yavaş yaklaşmaya çalışıyordum. Bunu fark eden Simay var gücü ile bağırdı.

"Sana yaklaşma dedim!"

"Tamam. Bak durdum. Hadi o neşteri yere koy bana doğru ittir. Söz yaklaşmayacağım."

"Yavrum..." dedi Oya Teyze ağlayarak. "Yapma kızım, yaşatma bunu bir daha bize..." Aklıma geçmişe dair görüntüler gelince ürperdim.

"Annemi çağırırsanız bırakırım. O gelecek! Buradaydı biliyorum, beni bırakmaz o. Gelecek, mutlaka gelecek. Ben de burada onu bekleyeceğim."

"Tamam çağırıyorum anneni. Ama sözünü tutacaksın. Bırakacaksın o elindekini."

Kaya'nın yapmaya çalıştığı şey işe yaramıştı. Simay kafasını onaylarcasına salladı.

"Bak arıyorum şimdi." Cebinden telefonunu çıkartıp yalandan parmaklarını oynattığında, Simay bunun gerçek olmadığını anlamayacak kadar kendinde değildi.

"Alo, merhabalar efendim. Simay uyuyor diye gitmiştiniz ya, kendisi şu an uyanık sizi bekliyor." Bir süre karşı tarafı dinleyip devam etti. "Tamam anladım. Beş dakika içinde buradanız demek. Peki, teşekkür ederim." Telefonu kapatmış gibi yapıp Simay'a döndü.

Sen De Kimsin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin