# 8ora ft. Nuna - Değişim
Selamm! Derslerim yoğun olduğu için bölüm gecikti ama birkaç okurum bana bölüm istediğini belirtince vakit ayırıp yazdım. Bu nedenle siz de yeni bölüm istiyorsanız, bana belirtin. Çünkü öbür türlü 'zaten isteyen yok' moduna girip yazmayı erteliyorum.
~
Kapı usulca tıklatılınca, aralıksız üç saattir izlediğim diziyi kapatıp, bilgisayarı başucumdaki komodine koydum. Ben cevap vermeyince yavaşça açılan kapıdan içeri uzanan sarı kafa, yataktan kalkmamı sağladı.
O hâlâ o şekilde dikilmeye devam ederken, elimi 'gelsene' dercesine salladım. Ellerini arkasında gizleyerek içeri girdi ve vücudunu kullanarak kapıyı kapattı.
"Bugün nasılsın bakalım?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"İyi olduğunı duyunca iyi oldum."
İçten bir şekilde gülümseyip, elimle oturmasını işaret ederek yatağımı gösterdim.
Tıpkı bundan önceki üç günde olduğu gibi hafif çekingen bir şekilde oturdu. Arkasında sakladığı şey aklımı iyiyden iyiye meşgul etmeye başlayınca patavatsız bir tavırla sordum.
"Arkandakini vermeyi düşünmüyor musun?"
"Sana olduğunu da nereden çıkarttın?" dedikten hemen sonra kutuyu önüme bırakarak, bunun şaka olduğunu belirtmiş oldu.
"Çünkü üç gündür sürekli elinde bir şeyle geliyorsun."
"Ve sen de alma dediğin halde, ne getirsem yiyorsun."
"Yemeyeyim mi yani? Alınmış o kadar yazık olur yemezsem."
"Ye tabi ki. Ye diye getiriyorum."
Ben kutunun üzerindeki bantları sökmeye çalışırken o yatağın ucunda rahat bir pozisyona geçip konuşmaya başladı.
"Bu seferki hazır bir şey değil."
Sonunda açmayı başarabildiğim paketin içine bakınca şok içinde Çakıl'a döndüm.
Şaşkınlıkla sordum. "Ne yani, kendin mi yaptın bu muhteşem pastayı?"
Sesli bir kahkaha attı. "Hayır Simay. Mutfak konusunda ben de en az senin kadar beceriksizim." Gözlerimi devirince iyice keyiflendiğini belirtircesine sırıttı. "Bunu kardeşim yaptı. Ama bugün okul sonrasında etütü olduğu için benimle gönderdi."
"Bir, ben beceriksiz değilim. Sadece beynimi gereksiz bilgilerle doldurmuyorum. İki, bundan sonra Asya benim de kardeşim." Cümlemi bitirip masamda duran, meyve yedikten sonra götürmediğim tabağın içindeki çatalı alıp yatağa oturdum.
İlk aldığım lokmada, pastayı beğendiğimi belli eden garip sesler çıkarmaya başlayınca Çakıl telefonun kamerasını açıp bana doğrulttu. Asya'ya göndereceğini düşünerek, o sesleri çıkarmaya devam ettim. Zar zor ağzımdakini tutmayı başardığımda ise kameraya doğru konuştum.
"Asya sen okulu bırak aşçı ol. Bu ne kızım böyle?" Bir süre durup devam ettim. "Ayrıca ben, teşekkür ederim."
Konuşmayı kesince Çakıl kamerayı kapattı. Videoyu Asya'ya gönderdikten sonra bana döndü.
"Ne izliyordun ben geldiğimde?"
Geçiştiren bir tavırla "Dizi.", dedikten sonra tekrar pastaya gömüldüm.
"Dizinin adını sormak istemiştim zaten ama sen şu an baya meşgulsün."
Onaylarcasına kafa salladım. Ağzımdakini yutup, yakınmaya başladım. "Ben dört gündür abur cubur namına hiçbir şey yiyemiyorum, bu ne demek biliyor musun? İçim dışım meyve ve bitki çayı oldu. Şu an bu pastanın benim üzerimde yaratmış olduğu mutluluk, çölde vaha bulmuş bir bedevininki ile tamamen aynı."
![](https://img.wattpad.com/cover/117890437-288-k813845.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen De Kimsin?
Teen Fiction"O intihara kalkışacak kadar güçsüz değil. Tam aksine, çok güçlü biri." Kendimizi fazla kaptırmış olmalıydık ki, yanımıza gelmiş olan Çakıl'ı, ancak konuştuğu zaman fark edebildik. "İntiharın güçsüzlükle ne alakası var? Asıl güçlü insanlar intihar e...