Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen, çünkü ikisi için de sınırlar geçilmiyor ve ben çok üzülüyorum :(
Jamie bir süredir olduğu gibi yine gün içerisinde Elizabeth'i kalede bulamamış olmasının öfkesiyle etrafına baktı. Hayatlarında birçok şey yoluna girmiş gibi görünse de aralarında konuşulmayan bir şeyler olduğu ortadaydı. Her zamankinden daha mesafeliydi, az konuşuyor ve kalenin işlerini bahane ederek ondan uzak duruyordu Elizabeth. Akşam yemeklerini kalabalıkla birlikte yiyorlardı, Kara MacDougal'ın gelininin ondan başka herkese ayıracak zamanı vardı. Çocuklara okuma yazma öğretmeye karar vermişti. Ayrıca şifacılık konusundaki yeteneklerini insanlarıyla paylaşmak konusunda oldukça özveriliydi. Ne yazık ki isteksiz olduğu tek konu bir eş olarak kocasına karşı sorumluluklarıydı.
Geceleri aynı yatakta uyuyorlardı ve bu konuda sözleşmiş gibi hiç konuşmadan sevişiyor, bedenleri gün geçtikçe birbirine alışırken sanki kalpleri uzaklaşıyordu. Aralarındaki soğukluğun başladığı gün, Rosalie ve Aidan, önceden anlaşıldığı gibi kalenin şapelinde evlendirilerek Threave Adası'ndan gönderilmişlerdi. Beraberlerinde Elizabeth'in babası ve büyükbabası da vardı. Bir sorun yaşanmadan hayatlarının düzene girmesine sevinmeleri gerektiği halde Jamie karısının bu tavrını anlamlandıramıyordu. Onu ailesinden ayıran Jamie değildi. Yaşananların bir sonucu olarak bu durum kaçınılmazdı. Üstelik Elizabeth'in artık evli bir kadın olarak ardına bakmak yerine yeni ailesine, bu düzene alışması gerekiyordu.
***
Genç kadın yeni doğum yapmış annenin yaşadığı minik evden dışarıya çıktığında yüzüne çarpan soğukla ürperdi. Kollarını kendi etrafında dolayarak Kocasının muhafızlarından birinin eşliğinde hayvanların otladığı tepeyi aştı. Çok yakında kar yağacaktı. Kış tüm sertliğiyle kapıdaydı. Jamie'nin kız kardeşi Gavina'nın Atmaca'nın refaketinde gelmek üzere olduğunun haberini almışlardı. Leydinin kaleye adım attığı andan itibaren bir kusur bulmamasını sağlamak için günlerdir hazırlanıyordu Elizabeth. Kış hazırlıkları yorucuydu. Ayrıca burayı daha önce yöneten bir kadın olmadığı için düzene sokmak kolay değildi.
Jamie her ne kadar bu konuyu onunla konuşmuyor olsa da Arthur'la ilgili sorun yüzünden yola çıkmak için hazırlık yaptığının farkındaydı. Kralla görüşmeye gidecekti. Brenna ve Arthur'un evlilik meselesinin neden bu kadar uzadığını anlamıyordu. Sonunda Kinloch klanıyla girilecek bir savaş ihtimalinin bu kadar artması klandaki herkesin keyfini kaçırıyordu. Diğer taraftan Corning sorununun hâlâ bir çözüme ulaşmamış olması da ayrıca can sıkıcıydı. Sınırlarında normalden çok daha fazla asker nöbet tutuyordu. Her zaman olası bir saldırıya karşı tetikteydiler. Kış bastırdığı için yeni bir saldırının ancak baharda olabileceği tahmin ediliyordu.
Kalenin avlusunu geçip odasına çıkmadan önce yemek salonuna vardığında sıra dışı bir durum fark etti. Jamie beraberinde Royce ve Malcolm'la bir şeyler konuşuyordu. Fakat konuşulan her neyse lideri rahatsız ettiği ortadaydı. Çekinerek onlara doğru yürüyüp dinlemek istedi.
"Bu kadarı fazla, buna nasıl cüret edebilirler? Hazırlıkları tamamlayın, sabahı beklemeden yola çıkmış olacağız."
"Jamie, Lordum."
Karısının sesini duyunca derin bir nefes alarak yüzüne sakin bir ifade yerleştirmeye çalıştı adam. Onu da telaşlandırmak istemiyordu. Ama yolda Gavina ve Ewan'ın bir saldırı atlatmış olmaları inanılır gibi değildi. Bugüne dek kimse onun ailesine dokunmaya cesaret edememişken şimdi Arthur için olan endişelerine Gavina da eklenmişti. Bu durumda derhal kralla görüşüp Arthur'u bulmak zorundaydı. Brenna ile evlensin ya da evlenmesin, artık kardeşini yanında istiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/22001880-288-k705703.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı)
Historical FictionOn dokuz yaşında, hayatı yalanlarla süslü, güzel, zeki ve cesur bir genç kız. Ettiği intikam yemininin esiri, etrafına korku salan, güçlü ve sevgisiz bir adam. Birbirinden tamamen farklı bu iki insanın yolu bir intikam planı sonucu kesişiyor. Yanlış...