7-Anlaşma II. Kısım

43.2K 2.4K 186
                                    

Bölümün adıyla ilgili bazı tereddütlerim var, aslında değiştirseymişim daha iyi olacakmış ama bir kere bu isimle başladık diye devamı olduğu için dokunamadım. Keyifli okumalar :)

Karanlık odada görebildiği kadarıyla tavanı izleyen Elizabeth'in uykusu tamamen kaçmıştı ve rahat yatağının aksine sanki dikenlerin üzerinde yatıyormuşçasına huzursuzdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karanlık odada görebildiği kadarıyla tavanı izleyen Elizabeth'in uykusu tamamen kaçmıştı ve rahat yatağının aksine sanki dikenlerin üzerinde yatıyormuşçasına huzursuzdu. Sabahlığını hızla üstüne giyerek el yordamıyla ilerlediği odada yeniden pencerenin önüne gitti. Avluda sadece nöbet tutan askerler vardı. Bu vakitte kaledeki herkes uykudaydı. Sabaha kadar oyalanacak ya da uykusunu getirecek bir şeyler bulmak zorundaydı. Odadaki mumlardan birini yaktı ve o sırada aklına lordun çalışma odasındaki geniş kitaplık geldi. Adam nasılsa kalede olmadığına göre odasına girip o kadar kitabın arasından bir tanesini ödünç alsa fark edilebilir miydi? Üstelik bunun bir suç olduğunu da düşünmüyordu. Sonuçta izin alabileceği kimse etrafta yokken nasıl izin isteyebilirdi ki? Aklında bu düşüncelerle üstüne üşümemek bir kere daha MacDougal tartanıyla örtündü ve odasından çıkıp sessiz koridorda ilerleyerek merdivenlerden indi.

Çalışma odasının önüne geldiğinde yavaşça kapıyı açıp içeri süzüldü ve tam o anda güçlü bir el ağzına kapanıp onu arkasındaki duvara yasladı. Her şey o kadar ani olmuştu ki genç kız ağzı kapalı olmasaydı dahi çığlık atacak zamanı olacağını sanmıyordu. Elindeki mum yere gürültüyle düşerek söndü. Boynunda hissettiği serinliğin bir hançere ait olduğunu anlayınca kıpırdamaya çalışmaktan vazgeçti. Adamla duvar arasında sıkışıp kalmıştı. Bu iri ve sert bedeni, tanıdık sıcaklığı hatırlıyordu. Onu tanımak için yüzünü görmesine gerek yoktu.

Sesini duyduğunda da yanılmadığından emin oldu. "Burada ne yapıyorsun?"

Jamie, soğukkanlı bir katil gibi fısıldamıştı ve hâlâ ona olması gerekenden çok daha yakındı. Elizabeth kalp atışlarının hızlandığını fark ederek yutkunup konuşmaya çalıştı.

" Jamie, benim eliza. Lütfen bırakır mısın?"

Yüzleri birbirine o kadar yakındı ki adamın ılık nefesi kızın yüzüne çarpıyordu. Jamie'nin ismi ilk defa Elizabeth'in dudaklarından dökülüyordu ve bu adamda baştan çıkarıcı bir etki yaratmıştı. Tıpkı onun tartanıyla ve üstünde sadece yatak kıyafetleriyle onu çalışma odasında bulması gibi.

" Kim olduğunun farkındayım ve çalışma odama gece yarısı gizlice girmeye çalışarak ne yaptığını anlamaya çalışıyorum."

"Sadece kütüphaneden bir kitap ödünç almak istemiştim. Yoksa bunun için de mi cezalandırılacağım?"

Elizabeth'in titreyen bedeninin aksine dik tuttuğu çenesi ve kendisini geri çekmek yerine Jamie'ye meydan okur gibi karanlıkta gözlerinin içine bakması adamın içinde bambaşka duygular ateşledi. Üstelik önceki cezanın ne olduğunu ikisi de gayet net hatırlıyorlardı. Bu anı sanki aralarındaki havada asılı duruyormuş gibi bambaşka bir gerilime neden olmuştu. Hançeri indirse de geri çekilmedi. Bu sırada nemli saçlarından süzülen bir damla su Elizabeth'in boynundan gerdanına doğru süzüldü ve genç kız ürpererek kaşlarını çattı.

İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin