Not: Kurguyu dikkatli okuyucuların anlayabileceği şekilde tamamen yeniden yazıyorum arkadaşlar. Hatta son iki bölümde öyle çok yeri silip değiştirdim ki inanın saatler sürüyor yazması. Mekanlar, olaylar, diyaloglar, yaşanan sahneler, karakterlerin geçmiş hikayesinde bile oynamalar yaptım. Dolayısıyla gelecek bölümlerde de olaylar başka şekilde gelişecek. Sadece kurgunun ana hatlarına sadık kalıyorum o kadar. Tavsiyem kitabın eski versiyonunu düşünerek fikir yürütmek yerine ilk kez okuyor gibi yaklaşmanız. Bu sebeple sizlerden de oy ve yorum bekliyorum. Şimdiye dek yayınladığım bölümlere lütfen yorum yapmayı, fikirlerinizi benimle paylaşıp etkileşimi arttırmayı ihmal etmeyin. Ben sizlerin isteğini kırmayıp tarihi kurguya döndüm ama bunu desteğinizi hissetmezsem devam ettirecek ilhamı bulamam, biliyorsunuz. Hepinizi kocaman öpüyorum, keyifli okumalar :)
Jamie, Arthur'la beraber nehirde yüzüp temizlendikten sonra kaleye dönmüş, temiz giysiler giyerek sakallarını kesmişti. Şimdiyse çalışma odasında karşılıklı oturarak yaşananlar hakkında konuşuyorlardı.
Oda beklenmedik derecede aydınlık ve genişti. Pencere nehre, daha doğrusu limana bakıyordu. Geniş ahşap masanın üzerinde çeşitli kağıtlar, hokka ve mürekkep vardı. Ayrıca Jamie'nin şık koltuğu gibi o da usta bir el oymacılığının ürünüydü. Arkasındaki duvarda kocaman bir MacDougal bayrağı asılıydı. Halı ve perdeler ise klan renklerinden oluşuyordu.
"Hemen peşinize düşmüş olmamaları sence de şaşırtıcı değil mi?"
Arthur'un sorusu Jamie için şaşırtıcı olmadı. Tıpkı Corning'in arkalarından gelmeyişine şaşırmayışı gibi. "Onu tanıyorum, sinsice saldırmayı mertçe bir dövüşe her zaman tercih eder. Önceden hazırlık yapmadan saldırırsa yenileceğinin farkında..."
"Kızı tehlikeye atmaktan da endişe etmiş olabilir."
Bu teorinin saçmalığı Jamie'yi güldürdü. "Hangi erkek kadınını bu şekilde saldırıya açık hale getirme riskini alır ki? Korkaklığı yüzünden onu benim insafıma bıraktı. Hatta yaptığım şey şerefine açıkça saldırmak olmasaydı kız için peşime düşecek gücü bile kendisinde görmeyebilirdi. Neyse ki bu seçim şansı olan bir durum değil. Gelinini kaçırdığım için bana saldırmak zorunda kalacak."
Bunun üzerine arthur'un şüpheci bakışları Jamie'nin üzerinde gezindi ve bir diğer merak ettiği şeyi sordu. "Peki, bunu gerçekten yaptın mı? Kıza sahip oldun mu?"
Bu soru Jamie'yi iki açıdan rahatsız etti. Birincisi Arthur'un bu konuya olan ilgisi olmuştu. Kızla arasında geçenler ya geçmeyenler kardeşini ilgilendirmemeliydi. Ayrıca onu tanımıyormuş gibi nasıl böyle bir şeyi sorabilirdi?
"Bir tecavüzcü olmadığımı bilemeyecek kadar az mı tanıyorsun beni kardeşim? Ben savaşa da intikama da kadınları ve çocukları dahil etmem. Üstelik bunu onlar başlattılar, biliyorsun. Corning pisliği onun kim olduğunu bilmesine rağmen Rosalie'yi adamlarından birine yem etti. Hem de gelininin ağabeyine. Bu açıkça bize karşı yeni bir saldırıydı. Emri John'ın verdiğine eminim. Corningler babamıza ve toprağımıza yaptıkları onca şeyden sonra bir karşılık almadıkça cesaretlendiler."
Yıllar önce bağımsızlık savaşları sırasında Lanarkshire'a, evlerine yapılan baskında Arthur henüz çocuk sayılırdı ve anneleriyle, kız kardeşleri Gavina ile beraber son anda kaçarak müttefiklerine sığınmışlardı. Babası William ise hain saldırıda evini korurken vahşice öldürülmüştü. Tüm bunlar olurken Jamie yıllarca eğitim aldığı Fransa'dan henüz dönmüştü ve kısa sürede diğer vatansever toprak sahipleri gibi Robert Bruce'un tarafına geçmişti. Vakti geldiğinde Lanarkshire İngilizlerden kurtarılıp aileye yeniden verilmişti. Ancak kale ve çevresi onarımı yıllar sürecek şekilde zarar görmüştü. Şimdi bir gün Arthur evlendiğinde –Jamie bunun yakın zamanda olmasını umuyordu,- ailenin ikinci oğlu olarak babalarından kalan mirasa sahip çıkacaktı. Jamie ise sahip olduğu toprakları ve inşa ettiği kaleyi bizzat kraldan almıştı. Hainliğin cezası belliydi, ülkesine ihanet edenler öldürülürdü ve mallarına el koyulurdu. Sonrasındaysa krala sadık, güçlü komutanlara düzeni sağlaması için ve yaptıklarına karşılık bir ödül olarak toprak veriliyordu. Yıllar önce o baskından kaçan klan üyeleri ailesiyle beraber komşularına sığınmışken şimdi burada, Threave Kalesi'nde, Galloway'delerdi. Gençlerin tamamı asker olarak eğitiliyordu. Yeni nesil MacDougal'lar, atalarının akıbetini paylaşmamak adına yenilmez birer savaşçı olmakta kararlıydılar. Corninglerden intikamlarını aldıkları gün Arthur iyi yetişmiş adamlarıyla beraber oradaki Dougal kalesinin başına geçerek soyunu devam ettirecekti. Artık otuz yaşına gelmiş olan Jamie de çok yakında ona sağlıklı oğullar doğuracak bir İskoç kadınıyla evlenmesi gerektiğinin farkındaydı. Ancak bunun için önce babasının ve Rosalie'nin intikamını almalıydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/22001880-288-k705703.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı)
Ficção HistóricaOn dokuz yaşında, hayatı yalanlarla süslü, güzel, zeki ve cesur bir genç kız. Ettiği intikam yemininin esiri, etrafına korku salan, güçlü ve sevgisiz bir adam. Birbirinden tamamen farklı bu iki insanın yolu bir intikam planı sonucu kesişiyor. Yanlış...