6-Manastır I.Kısım

44.7K 2.6K 202
                                    

ŞİMDİ SİZLERE KURGUYLA İLGİLİ BİR TARİH BİLGİLENDİRMESİ YAPMAK İSTİYORUM. JAMİE KARAKTERİNİ YAZARKEN AYNI TARİHLERDE YAŞAMIŞ VE ROBERT BRUCE TAHTA ÇIKARKEN ONU DESTEKLEMİŞ KONT JAMES DOUGLES TAN İLHAM ALDIM ANCAK BİR ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRDİĞİM İÇİN İSMİNİ MACDOUGAL OLARAK DEĞİŞTİRDİM. BÖLÜMDE ANLATILAN HİKAYE GERÇEKTEN YAŞANMIŞ, ERZAKLARIN YAKILDIĞI VE ADAMLARA KİLİSEDEYKEN SALDIRILDIĞI BİLİNEN BİR DURUMKEN BEN BUNA KALENİN DE YAKILMASINI EKLEDİM. BU KISIM TARİHTE VAR MIYDI BİLMİYORUM. VE BU OLAYIN ARDINDAN LAKABI BLACK DOUGLAS OLMUŞ. THREAVE KALESİ İSE OĞLU -YA DA TORUNU BİLMİYORUM- ARCHİBALD TARAFINDAN 1370 YILINDA İNŞA ETTİRİLMİŞ FAKAT BEN BU ŞEKİLDE TARİHTEN SADECE ESİNLENEREK HAYAL GÜCÜMLE DİLEDİĞİM GİBİ YORUMLAMAK İSTEDİM. 

KEYİFLİ OKUMALAR.

Jamie deri ceketinin düğmelerini iliklerken aynada kendisine baktı. Son günlerde sakallarını düzenli olarak kesmeye başlamıştı. Her zamankinden daha temiz giyiniyordu ve itiraf etmek istemese de belki de hayatında ilk defa dış görünüşüyle ilgileniyordu.

Elizabeth'le konuşmak işe yaradığı için rahatlamıştı. Kızın artık onu anladığını biliyordu. Ayrıca kendi isteğiyle nişanlanmış olmaması ve Aidan'ın suçuyla ilgili Jamie'yle hemfikir olması onunla ilgili rahatsızlık duyduğu şeyleri ortadan kaldırmıştı. Esiri bir süredir gerçekten saygısını kazanmıştı ve itiraf etmek zorundaydı ki bir kadın olarak da oldukça güzeldi. Onu düşünmenin dudaklarında bir gülümseme ve kasıklarında ince bir sızıya sebep olduğunu fark edince söylenerek aynanın önünden ayrıldı. Kılıcını beline yerleştirerek odadan çıktı.

Elizabeth, Caitrin elbisesinin iplerini arkasında bağlarken dalgın bir şekilde saçlarını taradı. Sonra birkaç örgüyle başının üstünde topuz haline getirdi. Bunu yaparken bir taraftan da düşüncelerinde bir yıl öncesine gitmişti. Nişan meselesini hâlâ sindirememişti ve John Corning'i düşünerek onunla geçirdiği bir haftayı hatırlamak için hafızasını zorluyordu.

O zamanlar Elizabeth henüz ev işleriyle bu kadar ilgilenmiyordu. Aidan savaştan henüz dönmüştü ve John da bir grup adamıyla beraber onunla gelmiş, bir hafta evlerinde misafir olduktan sonra yola devam edip kendi kalesine gitmişti. Elizabeth fazlasıyla önemsiz bulduğu ziyaretin hayatını bu kadar değiştirebilmesine inanamıyordu.

John ve adamları genelde avlanmaya giderdi, genç kız onları gün içinde görmezdi. Akşam yemeklerinde bir araya gelirlerdi. Elizabeth'den yemekten sonra bir şarkı söylemesi istenirdi. John'ın sesine, hareketlerine ve görünüşüne yaptığı iltifatların, nezaketinin sonucu olduğunu düşünüp önemsemezdi. Şimdi geriye dönüp baktığında adamın gözlerinin sürekli üzerinde olduğunu hatırlıyordu. Ama bir erkeğin ilgiyle bir kadına nasıl baktığına öncesinde hiç şahit olmamıştı. Bu yüzden üstüne alınmamıştı. Ancak John Corning ziyaretinin son gününde Elizabeth'den ormandaki yürüyüşüne eşlik etmesini istemişti. Yürüyüş sırasında arazilerinin verimliliğinden, kalesinin büyüklüğü ve konforundan uzun uzun bahsetmişti. Ayrıca alışılmışın aksine gelecek endişelerinden söz etmiş, hayalindeki eşi anlatmıştı. Bir erkeğin genç bir kızla baş başa bunları konuşması oldukça uygunsuz bir durumdu. Ama Elizabeth adamın iyi niyetine ve samimiyetine inanmış, kendisini dertleşecek bir dost olarak gördüğünü düşünmüştü.

O zaman öylesine sohbet ettiklerini düşünürken sohbetin içeriğini bugün anlıyordu. Sözlerini hatırladıkça utancından kızarıyordu. John etrafındaki çıkarcı, samimiyetsiz insanlardan çok sıkıldığını söylemişti. Tanıdığı kadınlar için 'o kadınlar birbirinin aynısı ve onlardan birinin çocuklarıma anne olmasını istemiyorum' demişti. Belki yüzüncü defa iç geçirip nasıl bu kadar kör olabildiğini düşündü. Adam açıkça ona kur yapmıştı ve o da buna izin vererek karşılık vermiş sayılıyordu. Bundan cesaret alıp ailesiyle anlaşmış olmalıydı.

İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin