Önceki bölüm, bölümü yazdım dememe rağmen oy anca bir haftada verildi. Demek ki gerçekten de isteyerek vermiyorlarmış, nedenini bilmiyorum ama bunu anladım... Ben de ona göre hareket edip sınırsız bölüm yazmayacağım bundan sonra.insta/twitter: @deathlessniks
parodiler: @arya.aydiner @barlascevik
Sınır: 370 vote.
"Arya, konuşalım mı biraz?"
Hayır, onunla konuşmak istediğim sın şey bile değildi. Üstelik Sima yanımda, Barlaslar karşımdaydı. Beni kimseye bir şey dememem konusunda tehdit ederken bu kadar göze batan hareketler yapması gerçekten de garip ve anlaşılmazdı, ona kaşlarımı çatarak bakmama neden olmuştu.
Üzerimde bir çift siyah gözün ağırlığını hissedebiliyordum. Beni izliyordu, muhtemelen kaşlarını çatmış bir şekilde Barış'a bakıyordu ama kafamı kaldırıp ona baksam, bir şeylerin ters gittiğini anlayacağını son derece iyi biliyordum.
Bir sen eksiktin ya, diye homurdandı içimdeki Arya. Gerçekten bir bu eksikti.
"İyi, senden?" diye sordu Sima, her şeyden habersizdi.
Belki de Barış ile önceden, burada tanışmışlardı ve arkadaşlardı. Neticesinde buraya geliyordu hepsi her yaz. Tabi, Barış'ın gelip gelmediği hakkında bir şey bilmiyordum ama ben buraya geldiğimde herkes onu tanıdığına göre, o da eskiden buralara uğruyor olmalıydı.
"İyi benden de," dedi Barış omzunu silkerek. Gözleri bana dönmüştü. Defol git buradan. "Arya?"
"Ben sizi yalnız bırakayım," dedi Sima oturduğu yerden kalkacakken.
Hiçbir şeyden haberi yoktu. Gitmesini istemiyordum, bu gereksiz ile konuşmak istemiyordum. Bakışlarımı Barış'tan çekerek Sima'ya odakladığımda gözlerimle oturmasını işaret ettim, Barış fark etmese de bunu anlayarak oturmaya devam etmişti.
"İyi," dedim umursamaz bir şekilde.
Onunla konuşmam gerekiyordu ancak bu herkesin içinde, hem de Sima'nın yanında yapabileceğim bir konuşma değildi. Üstelik şimdi, uzaklaşsak bile Barlas çoktan bizi fark etmiş olacaktı, illa ki bir terslik olduğunu anlayacaktı. Ben neden Barış ile konuşacaktım ki yoksa?
Barış gereksizine bakmıyordum, bakışlarım kalabalığın içinde dolanıyordu.
Birden tanıdık, içimi ürperten siyahlar ile göz göze geldiğimde gözlerim kısıldı. Kaşları çatılmış bir şekilde buraya, doğrudan bana ve Barış'a bakıyordu. Çenesi kasılmıştı, gözlerindeki gölgeli ifadeden bir şeyler düşündüğünü anlayabiliyordum. Ne kadar kafasının içinden geçenleri tahmin edemeyecek olsam da bir şeyler düşündüğünde, bunu anlayabiliyordum rahatlıkla.
Elini Kayrahan'ın omzuna koyarak onu dürttüğünü gördüm, kafasıyla burayı işaret etmişti. Bunu gördüğümü biliyordu ama umursamamıştı bile. Acaba o kişinin, anonimin Barış olduğunu bildiği için mi bu kadar sinirlenmişti?
Dilinin yanağının içini yokladığını gördüğümde kafasını iki yana sallayarak Kılıç'a bir şeyler dedi, şimdi ağırlığı altında ezildiğim siyah gözler benden çekilmiş ve tamamen Barış'a dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEYRAN
Teen FictionLise öğrencisi İpek bir partide öldürülür ancak katil cinayete intihar süsü vererek bundan sıyrılmayı başarır. Ta ki bir anonim, en büyük şüphelileri bir grupta toplayana kadar. 05..: Neden mi bu gruptasınız? 05..: Cevap basit. 05..: Çünkü onu s...