Kafamı Barlas'ın omzuna koyduğum sırada, içeriden Kayra'nın içki istediği için homurdandığını duyabiliyordum ama onu umursamadım. Gerizekalı çocuk her anımızı bozup duruyordu ya.Bir öksürük sesiyle kafamı Barlas'ın omzundan kaldırdığımda, karşımda görmeyi en son umduğum kişiyi gördüm. Barlas da gelen sesle beraber beni saran kollarını geri çekti.
"Su içecektim de," dedi biraz çekinir bir sesle Ekin. Onu inceledim, siyah okul lakosu ve siyah okul eteğiyle duruyordu. Sarı saçlarını bugün düzleştirmemişti ve suratında her zamanki gibi makyaj vardı. Bu kız neden bu kadar güzeldi ya?
"İç o zaman," dedim ters bir şekilde. Bunu neden söyleme gereği duyuyordu ki? Su içiyor diye bardağı alıp kafasına fırlatacak kadar deli de görünmüyordum, değil mi?
"Gel içkileri götürelim," dedi Barlas. Elini elimden hala çekmemişti. Ekin'in yeşil gözleri birbirine kenetlenmiş ellerimize kaydığında hemen gözlerini kaçırdı.
"Yok sen götür," dedim ona. "Ben su içeceğim."
Bana inanmıyormuş gibi baksa da pek umursamayarak tepsiyi aldığı gibi salona doğru ilerledi. Mutfakta yalnızca Ekin ile ben kalmıştık ve ortamda havaya karışan bir gerginlik vardı.
"Merak etme," dedi su bardağını dudaklarına götürdüğünde. "Sevgilisi olan birine yürüyecek bir kız değilim. Sen değilim ben."
Yemin ederim bu kızı dövmeme o kadar az kalmıştı ki. Derin bir nefes verdim ve bardağa bir su doldurdum. İstediği kadar kurdurabilirdi, Barlas benim yanımda olacaktı. Gerçi sevgili değildik ama o böyle biliyorsa bunu bozmaya niyetim yoktu.
"İstediğini düşün, tatlım," dedim su bardağını dudaklarıma dayayarak. "Biz gayet mutluyuz. O uzun zamandır sadece beni istiyor."
"Evet," dedi gülerek. "Bunu ben de görebiliyorum. Ben dört sene bekledim, Arya. Biraz daha beklerim, hiç sorun yok."
Kaşlarımı çattım. Lise bitiyordu ya. Şurada yirmi gün kalmıştı sınava. Ne beklemesinden bahsediyordu bu kız? Üniversitede de mi peşini bırakmayacaktı?
"Ne diyorsun?" diye sordum sinirli bir sesle. Tam şu an o kıza saldırmak ve boğazlamak istiyordum. Hiç sorun değildi, ben duruşunu bozmayan o elit kızlardan değildim. Öfkelendiğimde de duruşumu bozardım, eğlenmek istediğimde de. İnsanların ne düşündüğü umrumda değildi.
"Şunu diyorum," dedi bana yaklaştığında. "Kabul, çok güzel kızsın. Erkeklerin dikkatini kolayca çekiyorsun. Eh, Ares'in bile sevgili olduğu tek kızsın. Ares'ten bahsediyoruz burada. Bir takıldığıyla bir daha görünmeyen bir piç, artık gözünü nasıl kör ettiysen seninle tam bir sene sevgili olmuş."
Nereye varmak istediğini anlamak amacıyla kahverengi gözlerimi kısarak ona baktım. Kaşlarım çatmıştı, onun suratında ise sinir bozucu bir gülümseme vardı. Bana biraz daha yaklaştığında kaşlarımı çattım.
"Ne demek istemediğimi anlamadın, açıklayayım," dedi. "Ares yüzünden Barlas'ın ilgisini çektin. Ares'in ilgisini de okulda karıştığın olaylarla çektin."
Tamam, bu doğruydu. Ares'in ilgisini nasıl çektiğimi bilmiyordum. Tek bildiğim şey bir gece birden bana mesaj attığıydı. Bu on birde falandı, onu sevmemiştim. Biraz hoşlanıyordum, eh kim en popüler çocuğu kapmak istemezdi ki? O akılla yaptığım saçma bir şeydi ve birbirimizi kullanmamız sonucu tam bir sene sürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEYRAN
Teen FictionLise öğrencisi İpek bir partide öldürülür ancak katil cinayete intihar süsü vererek bundan sıyrılmayı başarır. Ta ki bir anonim, en büyük şüphelileri bir grupta toplayana kadar. 05..: Neden mi bu gruptasınız? 05..: Cevap basit. 05..: Çünkü onu s...