NEYRAN

elli iki

İki gün sonra tekrardan merhaba... 52. bölüme geldiğimizi daha yeni fark ettim. (Daha ne kadar sürecek ya bu?!) Hiçbir fikrim yok maalesef ki. Bu kitabın 60 bölüm olmasını planlamıştım başlarken ama şu an, 100 bölüm bizi anca paklar gibi geliyor... Belki 2. bir kitabımız olur, bunların hepsini gidişat belirleyecek ama şunu söyleyeyim ki 53. bölümden sonra 2. Part'a geçmiş olacağız.

Bu bölümü bir ara bölüm olarak düşünün, olaylara girmeden önceki bölüm.

Ve 53. bölümde, hiçbir kandırmaca olmadan, katilin ağzından duyacaksınız kimin katil olduğunu. Daha önce çok söylendi, bahsi geçti ama şimdi, kesin olarak belirlenecek. Kendisi söyleyecek. Kandırmaca olmadan.

Ama unutmayın: Tek bir katil yok.

Bölümün sonunda yetişkin içerik var, o yüzden ben baştan uyarımı yapayım. Okumak istemeyen atlasın.

Ve bölüme geçelim...

Tove Lo, Lies In The Dark

JRY, Pray

Arya

Aynı gece

Gecenin geri kalanı, başlangıcı kadar olaylı değildi.

Oder, Su'yu kolundan tutup sürüklemişti, dudaklarını onun dudaklarından ayırdıktan hemen sonra.

Su zeki bir kızdı, eskiden yakınım olmasına ve onu tanıyamama rağmen bundan son derece emindim.

Oder'in onu susturmak için öptüğünü anlamamasına imkan yoktu. Eminim ki anlamıştı. Ama yine de o, ondan ayrıldıktan sonra tekrardan bağırmaya başlamamış, yarım kalan sözlerini tamamlamaya çalışmamıştı. Sadece Oder'i takip ederek evden çıkmıştı.

Garipti.

Oyun bir süre daha devam etti ama herkesin keyfi kaçmıştı artık. Bade ile zaten konuşmak bile istemiyordum, herkesin özelini bana dökmek tabi ki ona kalmazdı, Sima'nın yaptığı çok da doğru değildi ama ona bir teşekkür borçluydum.

Bade'nin yaptığı daha kötüydü, bana tek bir kelime bile etmemişti, bir sürü şey bilirken üç maymunu oynamıştı yüzüme karşı.

Oyun bittikten sonra onlar oturmaya devam etmişti ama ben yerimden kalkmıştım, Bade bana nereye gittiğimi sorduğunda ona cevap vermemiştim. Eve gidecektim ama onun gelmesini istemiyordum, biraz kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı ve konuşmaya tahammül edebileceğim kişi sayısı yalnızca üçtü artık.

Sima, Kayrahan ve Ilım.

Su ile konuşacaktım, o gitmeden bunu yapacaktım bir şekilde. Bana anlatması gereken çok şey vardı, o benim eskiden yakın arkadaşımdı. Bana bok gibi davrandıkları bu okulda bir o bana karşı iyi olmuştu. Bir gün elinde iki karton bardakla gelmiş, tek başıma oturduğum masaya oturmuştu.

O gün arkadaş olmuştuk.

Barış'a gelirsek, bütün gece oradaydı ve tüm bu konuşulanları eminim ki dikkatle dinlemişti. Onun eline gittikçe koz veriyorlardı, veriyorduk, hep beraber boka saplanıyorduk. Barlas eminim ki bunu farkındaydı ama Kılıç ve Özgür çok dikkatsizdi, buna bir türlü engel olamıyordu farkında olmasına rağmen.