"Bunların arasında ne oluyor?" diye sordum Bade'ye, kaşlarımla Ilım ve Kayra'yı işaret ederken.Yan yana oturuyorlardı, hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyorlardı ve kahkaha atıp duruyorlardı. Tunç'un uzaktan gözlerini kısmış bir şekilde ikisini izlediğini farkındaydım. Kayra ile konuşmuyorlar mıydı?
"Flörtleşiyorlar ne olacak?" dedi Bade umursamaz bir sesle. "Herkes Barlas ve sen gibi kaplumbağa hızında yürütmüyor bu işleri."
Ona yapmacık bir şekilde gülüyormuş gibi yaparak gözlerimi devirdiğimde bana öpücük attı. Hava aşırı güzel olduğu için dışarda oturuyorduk. Aslında okulun son günleri olduğundan kimse okula gelmiyordu. Mezuniyete de baloya da çok az kalmıştı. Yanaklarımı şişirdim, sadece bu lise kabusunun son bulmasını istiyordum.
"Barlas'ı gördün mü?" diye sordum elimdeki telefonumu kontrol ederken. Sanırım onu ikinci teneffüsten beri görmüyordum.
"Ne bileyim ya?" dedi huysuz bir şekilde. "Birbirinin kıçından ayrılmayan çiftlerden olduğunuz iyice, ıyy."
"Ha aynen," dedim homurdanarak. "Çocuğu sabahtan beri görmüyorum."
Bir şey demeyerek telefonuyla uğraşmaya devam ettiğinde kafamı geriye attım. Son bir ders kalmıştı, dersimiz bedendi. Teneffüs bittiğinde soyunma odasına gitmem ve çantamı oradan almam gerekiyordu ama bunun için şu anlık fazla üşengeçtim.
Kılıç yanımızdan geçerken Bade'ye baktı ancak Bade telefonuyla uğraştığı için onu fark etmemişti bile. Kılıç'a baktığımda ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Sanırım kendisi o akşamki amacına ulaşmıştı. Suratımı buruşturdum, biraz iğrenç birisiydi. Bilmiyordum, yine de bir araya gelip oturduğumuzda hayatım boyunca hiç sahip olmadığım bir arkadaş grubuna sahip olmuşum gibi hissediyordum.
"Baksana," dedim kafamı kaldırıp Bade'ye. "Kılıç ile sevgili olmadık diyorsun. Hiç birine karşı bir şey hissettin mi?"
Kafasını telefonundan kaldırdı ve mavi gözlerini bana odakladı. "Bir şey hissetmekten kastın ne?" diye sordu. "Kimseyi sevmedim daha önce."
"Hoşlantı?" diye sordum gülerek. Bundan çok değil sadece iki hafta önce Bade ile bir araya gelip böyle şeyler konuşacağımı söyleseler inanmama imkan yoktu ancak hayat sürprizlerle doluydu. Artık bana en yakın arkadaşımdan çok daha yakındı, ona Su'dan kat kat fazla güveniyordum.
"İki üç sene önce Ares'i beğeniyordum, biliyorsun," dedi suratını buruşturarak. "Şerefsizler beni kendine mi çekiyor ki?" Sonra duraksadı. "Siz onunla nasıl bir sene sevgili oldunuz ben hala anlamıyorum."
"Of, boşver onu şimdi," dedim suratımı buruşturarak. Ares umrumda değildi, ismini bile anmak istemiyordum. "Beğenmek demedim. Herkes herkesi beğenir. Hoşlanmak dedim. Çeviriyorsun şu an."
Telefonunu tamamen kapatarak oturduğumuz masaya koyarken mavi gözlerini etrafta dolaştırdı ve siyah saçlarını düzeltti. Birinden kesinlikle hoşlanmıştı. Söylemek istemiyordu, bu belliydi. Yine de benden gizleyemezdi.
"Hayatım boyunca sadece bir kişiden hoşlandım," dedi. "Ben isterim ve elde ederim. Benim için her şey sadece bundan ibarettir. Onu elde edemedim, gerçi etmeye de çalışmadım. Benim için herkes gibi bir iddia olmasını istememiştim. Başkasından hoşlanıyordu, beni görmedi bile. Bilmiyorum, karışık."
Böyle bir şey beklemediğim için kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Bade'yi fark etmeyecek bir erkek? Gerçekten, bu çok ütopik bir düşünce gibi gelmişti bana. Eh, başkasından hoşlanıyor olabilirdi ama yine de Bade'nin istediği bir şeyi elde edememesi garipti. Gerçekten de onu elde etmeye uğraşmamış olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEYRAN
Teen FictionLise öğrencisi İpek bir partide öldürülür ancak katil cinayete intihar süsü vererek bundan sıyrılmayı başarır. Ta ki bir anonim, en büyük şüphelileri bir grupta toplayana kadar. 05..: Neden mi bu gruptasınız? 05..: Cevap basit. 05..: Çünkü onu s...