kırk üç

6.7K 780 2.9K
                                    




kaldığımız yerden devam. yapabildiğiniz kadar fazla yorum yapalım. iyi okumalar.

insta: @ deathlessniks

parodiler: @ barlastancevik
@ arya.aydiner

Haftanın geri kalanı benim için gerçekten büyük bir kabus gibiydi.

Yedi gün içerisinde kaç saat boyunca ağlayarak yatakta debelendiğimi bilmiyordum bile. Bu olayı tahmin ettiğim kadar sakin karşılayamamıştım, belki sadece ayrılsaydık, belki gözlerindeki o kırık ifadeyi görmeseydim her şey ile daha rahat mücadele edebilirdim ama o ifadeyi görmüştüm. O ifade zihnimin içine kendini tamamen işlemişti ve şimdi o kırık ifadeyi, yüzündeki boşvermişliği kafamın içinden söküp atamıyordum.

Ve bu beni mahvediyordu.

Geçen birkaç saat sonunda Badeler odayı basmıştı ve beni toparlamaya çalışmışlardı. Kalkıp partiye gitmemiz gerektiğini söylüyordu, Özgür onun da arkadaşıydı. Dolayısıyla o da partiye davetliydi. Bana, "Barlas partide eğlenirken sen burada yıkık bir şekilde oturacak mısın?" diye sormuştu ancak biliyordum ki Barlas o partide olsa bile benden çok daha kötü bir haldeydi. Onun orada olması benim için hiçbir anlam ifade etmiyordu, kafasının zaten orada olmadığını biliyordum. Defalarca WhatsApp'a girip çevrimiçi olup olmadığını kontrol etmiştim.

Aynı şekilde Instagram'a da bakıp duruyordum, sanki ayrıldığımız anda fotoğraflarımızın hepsini silecekmiş gibi bir paranoya içerisindeydim.

Sonuç olarak o partiye gitmemiştim. Bir haftadan biraz daha uzun bir süredir Barlas'tan haber alamıyordum. Bana Instagram'a attığı bir fotoğrafta gönderme yapsa da, özellikle ayrıldıktan sonra çok aktif olmaya başlamıştı, grupta hiç konuşmuyordu. Birkaç gün sonra ise Özgür'ün telefonunu havuza fırlattığını paylaştığı fotoğraftan öğrenmiştim. Ona ulaşmam gerekse, yazacak olsam bile bunu yapamazdım. Asıl canımı sıkan da oydu, hayatımın merkezindeki bir insan artık hayatımın hiçbir noktasında yoktu.

Yeni bir telefon alabilirdi, bu onun için parmağını şıklatmak kadar kolaydı ancak almıyordu.

Yani ona ulaşmam gerekse bile ulaşmamı istemiyordu.

Belki de ben fazla alınganlık yapıyordum ancak elimde değildi. Onunla aynı ortama girmek benim için sorun değildi, aksine bunu yapmak istiyordum, böylece onunla konuşmak için bir fırsatım olabilirdi ancak o, girdiğim her ortamdan ışık hızıyla uzaklaşıyordu.

Çok değil iki gün önce Kayrahan, Bade'yi aramış ve hep beraber sahilde toplandıklarını söylemişti. Bade için hiçbir şekilde sorun değildi çünkü Kılıç ile ne yaptıkları belli bile değildi, ayrılmadan önce nasıl karmaşıklarsa bu ayrıldıktan sonra da devam etmişti. Bir gece onları yan yana görüyordum, ertesi sabah barışıp barışmadıklarını sorduğumda hayır cevabını alıyordum. Bir gece Bade sarhoş oluyordu, uyuyakaldığından dolayı Kılıç bizim eve kadar onu kucağında taşıyordu, ertesi sabah telefonda kavga ediyorlardı.

Her şey çok saçma ve karmaşıktı anlaşılacağı üzere. İşte Kayrahan aradığında, hep beraber oraya gitmiştik çünkü sırf Barlas ile ayrıldım diye arkadaşlarım ile aynı ortama girmemezlik yapmazdım. Sahile gitmiştik, sahilin kapısındayken Barlas geldiğimi görmüştü, sanırım Kayrahan ona beni çağırdığını söylememişti. Birkaç saniye sonra Barlas ayağa kalkmıştı, bana göz ucuyla bile bakmamıştı, sanki orada olduğumu bilmek ona yetiyordu. Ayağa kalkmıştı ve sadece birkaç saniye sonra, Özgür, Oder ve dört kız ayaklanmıştı. Beraber Barlas'ın arabasına binip uzaklaştıklarında Kayrahan'a neden gittiklerini sormuştum.

NEYRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin