NEYRAN

elli bir

Herkese merhaba. Üniversite sınavıma çok az kaldığı için fazla aktif olamıyorum maalesef ki. Ama bu bölüm epey bir bölüm, dikkatli okuyun lütfen. Yine 9bin kelime. Olayların içine Arya'nın girmesini istediğinizi biliyorum, buna sadece birkaç bölüm kaldı. Ama önce sizin olayları anlamanız gerekiyor. Sırasıyla her karakterin öyküsünü anlatacağız.

Bu gece sıra Lâl, Sima ve Özgür'de.

Sınır geçilmemesine rağmen bölümü attım. Rica ediyorum artık bu jestime de bir yıldıza basarak karşılık verin. Lütfen 450 oy gelsin en az çünkü artık ayıp...

İyi okumalar.

Chase Atlantic, Friends
Canoazan, Hiç Kimsenin Günahı Yok
Mor ve Ötesi, Bir Derdim Var (Bu Lâl için.)

Sima

İpek ve Lâl'in ölümünden önce

Haziran

Keşke dünya sussaydı.

Dışarıdan nasıl göründüğümü umursamayı birkaç sene önce bırakmıştım çünkü bu kadar kısa senede öğrendiğim tek bir şey varsa o da kimsenin gerçekte göründüğü gibi olmadığıydı.

"Kılıç, müziği değiştirsene!" diye bağırdı Evran, elinde tuttuğu telefona bakıyordu, parmakları hızla telefonun ekranında dolaşıyordu mesajlaşıyordu.

Oldu olası bizimle aynı ortamda bulunmaktan haz etmiyordu, bulunduğunda ise ortamda olan her şeye laf ediyordu.

Barlas ile hem çok yakın arkadaşlardı hem de birbirlerinden nefret eden iki insan. Çünkü bir an beraber gülüyor, diğer an ise birbirlerinin boğazına sarılıyorlardı.

Gözlerim bahçenin içinde dolaştı, parti kalabalık değildi ancak millet ortalığı çok dağıtmıştı. Kılıç müziği değiştirdi, yanında Bade oturuyordu ve şimdiden fazla sarhoş olduğu her halinden belliydi. Kafasını geriye atarak Kılıç'ın dediği bir şeye kahkaha attığında az kalsın arkasındaki havuza düşecekti, neyseki Kılıç saniyesinde belini sararak olası bir kazanın önüne geçti. Bade düşmek üzere olduğunu bile farkında değildi, gülmeye devam ediyordu. Her zamanki gibi o dağıtırken toplaması Kılıç'a kalmıştı.

Ben kendimi bildim bileli Kılıç, Bade'yi seviyordu.

Çocukluk aşkı kavramına belki de büyüdüğüm bu çevre olmasa hayatta inanmazdım ancak buradaki herkes kopamadığı insana küçüklükten beri bağlıydı.

Buna ben de de dahildim.

Dışarıdan gören bir göz, Kılıç ve Oder gibilerin kimseyi sevemeyecek insanlar olduğunu düşünürdü eminim ki, oysa Kılıç küçüklüğünden beri yaptığı her şeyi Bade'yi güldürmek için yapıyordu.

Bade memnuniyetsiz bir kızdı. Mutsuzdu. Aslında içine doğduğu hayat göze alındığında bu çok da garip değildi. Barlas'ın annesi biz küçükken vefat etmişti, ben hatırlamıyordum, Barlas beş yaşındaydı. Barlas'ın babası bir sene bile geçmeden başka bir kadınla evlenmişti, ismi Ceyda'ydı. Bade'nin anlattığına göre Ceyda, bir evlat edinmek istemişti çünkü çocuğu olmuyordu, böylece Bade birden gözlerini bizim çevremizde açmıştı.