"HİS" (ÖZEL BÖLÜM)

2.9K 164 29
                                    

Ben geldiiimm 👉🏻👈🏻👉🏻👈🏻 Çok erken geldim dimi udvshdjshs

Komple medyadaki şarkıyla yazdım. Sevmiyorsanız eski ve slow bir şarkıyla okuyun bencemsiii. Neyse bölümü salıp gidiyoreee.

Hoş geldiniz bu arada. 🦔❤❤

"Fikrimden geceler yatabilmiyrem.
Bu fikri başımdan atabilmiyrem.
Neyleyim ki sene çatabilmiyrem.
Ayrılık, ayrılık aman ayrılık."

Ahh o ayrılık, o yaman ayrılık yok muydu? İnsanı bitirir, ateşlere sürüklerdi. Dağ gibi duran adamı yere yatırır üzerine toprak atılması için yalvaracak konuma getirirdi.

Turgut, evinden, yuvasından ayrılalı bugün tam 3 sene olmuştu. 3 koca sene. 36 ay, 1.095 gün, 26.288 saat, 1.576.800 dakika. 3 seneyi böyle rakamlarla hesaplamak, okumak ne kadar da kolay değil mi? Ancak Turgut için kolay olan tek bir gün, saat veya dakika bile yoktu.

Çatal kaşıkların tabaklara değme sesinin, masaya vurulan rakı bardaklarının ve radyodan cızırtılı bir şekilde kulaklara şenlik yaşatan Selda Bağcan'ın sesiyle, yattığı rahatsız ranzasında kitabını okuyordu. Ayak ucunda bir hareketlenme hissettiğinde hangi sayfada kaldığını kaçırmamak için parmağını kitabın arasına koydu ve yavaşca kapatarak ayak ucuna baktı. Tahmin ettiği kişi gelmişti elbette. Burada senelerdir tek anlaşabildiği insan Kemal abisi. Sadece kendisinin de değil, koğuşun da abisi olan Kemal abi sayesinde biraz da olsa rahatlayabiliyordu Turgut.

Kemal abinin lafı çiğnenmez ve kesinlikle sözünün üstüne söz söylenmezdi. Bu, bu çukura düştüğü ilk günden beri böyleydi. Kimler gelmiş, kimler gitmişti ancak hiç değişmemişti.

"Oğlum, hadi kalk da sen de ye bir şeyler."

Kemal abinin hüzünlü çıkan sesiyle saçlarına, sakallarına aklar düşmüş yer yer siyah kalan telleri ve yorgun, kırışmış yüzü incelemeyi bırakarak gün geçtikçe küçülen siyah gözlerine baktı.

"Abi beni o itlerle muhattap etme gözünü seveyim."

"Şş aman oğlum duyacaklar şimdi."

Turgut sıkıntıyla nefes aldı ve yavaşça yattığı yerden doğruldu. Normalde Kemal abiyi gördüğü gibi doğrulurdu ama yüzündeki ve vücudundaki morluklar, şişlikler hareketlerini kısıtlıyordu.

"Duysunlar abi. Sanki bir şey demesem ellemeyecekler bana. Öyle de dövülüyorum böyle de. En azından hakkımla dayak yiyeyim."

Kemal abi, sert duruşuna tezat olarak dolmuş gözleriyle Turgut'un yüzünü okşadı, delikanlının canını acıtmamak için ultra çaba sarf ederken. İçi acıyordu yaşlı adamın karşısındaki delikanlının bu haline. Daha 23 yaşındaydı ama o kadar güçlüydü ki her seferinde hayret ediyordu. Fiziksel olarak da güçlüydü ama asıl kalbi, ruhu güçlüydü. '3 senedir şu çocuğa yapılanlar bana yapılsa canıma kıyardım.' diye düşünür dururdu Kemal abi ne zaman Turgut'a baksa.

Turgut da çoğu zaman canına kıymayı, bu işkenceye dayanamayacağını düşünmüştü, dürüst olmak gerekirse. Daha küçükken kaybettiği babasının yanına gitmek burada seneler geçirmekten daha mantıklı geldiği çok zaman olmuştu. Ancak intihara kalkıştığı her seferde annesi, kardeşi aklına düşmüştü. Annesinden ve kardeşinden ziyade içinde anlamlandıramadığı bir his olur kalkıştığı işe devam edemez olmuştu. Buradan canlı kanlı çıkması gerektiğine dair olan bu his belki de üç senedir kendisini nefes aldıran, yaşatan yegane şeylerden biriydi.

Evine dönmeliydi. Burada daha ne kadar kalacağı mühim değildi. Evine, mahallesine dönmeli, iyi ki canıma kastetmemişim diyeceği o yegane şeyi bulmalıydı. Ne olduğunu bilmiyordu ama onu bulduğunda hissedeceğini biliyordu. Hayatının çoğu döneminde hislerine güvenmiş ve asla yanılmamış olduğundan tekrar içindeki hisse güveniyordu.

KİRPİ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin