Biz geldik. Son bölüm olduğu için biraz buruk geldik, çocuklarımla.
Sizi oyalamıyım da okuyun hadi bölümü. Sizi çok özledim bu arada. 🤍
İyi okumalar minik kelebeklerim, umarım beğenirsiniz 🤍
"Oğuz! Bal! Durun artık!"
Mavi gözlü, sarışın adam sesini kızgın çıkartmaya çalışsa da gülmenin en güzel tonuna sahip sesi, kızmaktan çok öte çıkmıştı.
Oğuz, Bal'ı kucağına alarak yatakta yatan, artık adam olmuş delikanlının üzerinden kalktı, yüzündeki gülümseme bir an olsun azalmazken.
Caner, "Of, karnım ağrıdı gülmekten." derken, Bal, Oğuz'un kollarından kurtularak odaya neşeli bir havlama bıraktı ve yatakta bağdaş kurmuş mavi gözlü adamın bacaklarının üzerine yattı.
Caner'in eli direkt koyu sarı tüylere girdi ve nazikçe okşamaya başladı köpeğin kafasını.
Oğuz, bu güzel görüntü karşısında mest olurken, kendisine bir kaç saniye izlemek için müddet verdi. Sevgilisini ve köpeklerini beynine kazıdığında Caner'e iyice sokuldu ve Bal'dan yer kalmayan mavi gözlüsünün dizine zorla kafasını koydu. Bal, bir kaç saniye huysuzlaşsa da kendine daha rahat bir pozisyon bularak yatmaya devam etti.
"Seni benden daha çok seviyor." dedi Oğuz hoşnutsuz bir sesle. Daha sonra kendisine gıcık olmuş gibi bakan köpeğe doğru çevirdi kafasını. "Baksana, kucağına yattım diye öldürecek beni."
Caner, onların bu kıskanç hallerine o kadar alışmıştı ki, ilk başlarda sinir olduğu bu olay artık komiğine gidiyordu.
Gülüşleri durulduğunda Oğuz derin bir nefes aldı ve boya zamanı geldiği belli olan beyaz tavanı izlemeye başladı, yüzünde turlayan mavilerden bihaber.
"Benden bir şeyler sakladığında anlayabiliyorum, biliyorsun değil mi?" dedi Caner, Oğuz'un saçlarını nazikçe okşarken.
Oğuz, kulağına ulaşan kibar ses tonuyla yeşillerini mavilere çıkarttı. Aradan yıllar geçmişti ama bu mavi bakışlar hiç değişmemişti. Sevgilisinin yüzü olgunlaşmış, önceden bebek gibi sevesi geldiği suratı şu an olgun bir yüz olmuştu ama bakışları, ah o bakışları hâla aynıydı. Mavi irislerde her daim olan pırıltılar asla gitmemişti. Hâla en ufak duygu değişimini belli eden gözleri, Oğuz'u hayatta tutan ip misaliydi.
Yeşil gözler saniyelik kapanıp, tekrar açılırken "Tercihler açıklanacak diyordum ya açıklandı bugün." dedi sıkıntıyla.
Caner heyecanla yerinde kıpırdandı ve "Ee neresi olmuş?" dedi. İçindeki heyecana rağmen sesi tedirgin çıkmıştı.
"Çanakkale."
"Ne? Ama puanın iyiydi. İzmir olur diyordun."
Oğuz sıkkın bir nefes alarak yattığı yerden kalktı ve Caner'e dönerek sevgilisi gibi yatakta bağdaş kurdu.
Aylar önce görevde yükselme sınavına girmişti ve kendisinin bile beklemediği şekilde 84 alarak İzmir'de kalabileceğini düşünmüştü. İzmir'de kalmak için çok yüksek puan alması gerektiğinin farkındaydı ama işte, iş yerindeki arkadaşları puanının güzel olduğunu, sivil savunma amiri olarak çalıştığı hastanenin müdürü olmaya kadar yükselebileceğini söylediklerinde ve üstüne de Ankara'da gerçekleşen mülakatı da çok iyi geçince gerçekten bu şehirde kalabileceğini umut etmişti. Bugün açıklanan tercihleriyle de umutlarının boşa olduğunu anlamıştı.