"Ege."

5.3K 364 120
                                    

Bu bölüm biraz boş gibi geldi bana OğuzxCaner ağırlıklı olduğu için hoşuma gitti.

İyi okumalar bebeklerim. Umarım beğenirsiniz. Sizi seviyoruum. Yorum yapın konuşalım 🤍

"Buyurun efendim. Bir sütlü köpüklü kahveniz."

Yeşil gözlü çocuk masaya bırakılan kahveli ellerinin arasına aldı ve "Sağol Cankuşum." dedi.

"Önemli değil kardeşim. Mert, sen neden bir şey istemedin?"

Mert, rengi atmış yüzü solmuş elalarıyla Can'a baktı yorgunca.

"Başım deli gibi ağrıyor bugün. Devamsızlığa takmasa hoca, derse bile gelmeyecektim."

Oğuz, "Valla bugün benim de hiç gelesim yoktu." dedi, kendine bir sigara yakarken.

Üç arkadaş Oğuz'un cümlesiyle derin bir sohbete daldılar. Okuldan, Şubat'ın sonlarında olmalarına rağmen hâla buz gibi olan havadan, hocaların gıcıklığından ve ilişkilerinden konuştular.

"Caner'le konuştunuz mu hiç?"

Oğuz, Caner konusuna abisinin yanında pek girmek istemese de Can, yeşili de öz kardeşi gibi benimsediği için kendi açmıştı konuyu. Mert, artık vücuduna ağır gelen kafasını, kirli olmasını umursamadan masaya koydu ve yanındaki yeşil gözlü çocuğun Caner konusu açılınca gerilen vücuduna bakmaya başladı.

4 senedir, ne kadar arkadaşı olursa olsun her zaman en yakını olan çocuğu ilk defa bu şekilde çaresiz görüyordu. Adam gibi gülmüyor, derslerde ya uyuyor ya da kulaklığını takıp defterine çizimler yapıyordu dalgınca. Normalde ders çalışmazdı Oğuz ama derslerinde başarılı olmasının sebebi hocanın ağzından çıkan her şeyi not almasıyken bu hali endişelendiriyordu ela gözlü çocuğu.

Oğuz soruya cevap vermemeyi seçerek bardağın dibindeki bir yudumluk kahveyi içti ve yanlarındaki çöp kutusuna atarak "Hadi gidelim artık." dedi. Çardaktan kalkıp ilerlemeye başladığında Can ve Mert birbirine üzgünce baktılar ve kafalarını iki yana sallayarak anlaşmış gibi aynı anda kalkıp bir kaç adım ilerideki yeşilin yanına gittiler.

"Oğuz, Caner benim kardeşim olabilir ama sen de öylesin. Benimle konuşabilirsin. Sizin aranızda olan bir şey için seni asla yargılamam veya kızmam."

Dolan yeşil gözler, samimiyetle bakan mavi gözlere tırmandığında Can, sarılmak istedi karşısındaki çocuğa ama Turgut'la bu fobiyi aşmış olması başkasıyla aşmış olduğu anlamına gelmiyordu malesef. Vücudu herkese farklı tepkiler veriyordu. Mesela annesine dokunması, sarılması fazla zaman almazken bu süre babasında neredeyse üç dört ayını almıştı.

Oğuz derin bir nefes alırken yürümeyi kesmeden "En son siz Manisa'dayken konuştuk." dedi. "Sonra da ne o bana yazdı ne de ben ona yazdım. Zaten yazmasını da beklemiyorum. Haklı çocuk amına koyayım. Normal birinin sevmesini kaldırabilir de hemcinsinin sevmesini kaldıramadı. Hele de bu kişi ben olunca hiç kaldıramadı."

Can, Oğuz'un kendini bu kadar kötü görmesine sinirli bir nefes aldı ve Mert'e dönerek "Şunun kafasına bir tane vurur musun? Ben yapamıyorum." dedi. Mert de Can'la aynı şeye sinir olduğundan yeşilin koyu kahve saçlarına bir tane geçirdi.

Oğuz'un yüzü buruşurken konuşmak için ağzına açmıştı ki Can "Sakın konuşma." dedi. "Senin neyin var gerizekalı? Normal biri sevse kaldırabilirmişmiş. Caner'in abisi yani ben bir hemcinsimle sevgiliyim farkındasın değil mi? Bu işler bana gelince normal oluyor da sana gelince de anormal oluyor? Konuş Caner'le. O salak da seni seviyor ama adım atmaya korkuyor."

KİRPİ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin