Ben geldiim. Aşağıda ben bir şey yaptım 👉🏻👈🏻
Nasılsınız bebeklerim? Keyfiniz yerinde mi? Özledim sizi valla.
Bol bol yorum bekliyorum bu bölüm ❤
"Can! Bu böreğin daha ne kadar fırında durması gerekiyormuş?"
"Ambalajın arkasında yazıyordu bakmadın mı?"
Salondan gelen sevgilisinin sesiyle kendine ufak bir küfür mırıldanarak, domatesleri dildiği bıçağı tezgaha bıraktı ve çoktan küçük parçalara ayırmış olduğu marketten aldıkları hazır böreğin ambalajına üzgün gözlerle baktı.
Normalde bugün yalnız buluşacak olan ikilinin sayısı, sabah Oğuz'un aramasıyla dörde, daha sonra da yeşilin Caner de gelsin diye tutturmasıyla ne olduğunu bile anlamadan beşe çıkmıştı. Aslına bakarsak Turgut da Can da bu durumdan pek rahatsız değillerdi. Can arkadaşlarını seviyordu ve onlarla zaman geçirmek hoşuna gidiyordu. Turgut'un ise rahatsız olmama nedeni tuhaf bir şekilde, sahip olduğu anaç yapısına bağlıydı. Anlamsızca evinde birilerini ağırlamak hoşuna gidiyordu. Bundandır ki, Oğuzların eve gelmesini teklif ettiğinde markete gitmiş, börekti kuru pastaydı, cipsti bir dünya şey alıp öyle eve gelmişti.
Şimdi ise kirpisi içeride otururken kendisi mutfakta, ikinci tepsisi pişen böreğin yanına domates diliyordu. Can her ne kadar yardım etmek için fazlaca ısrar etse de Turgut kabul etmemişti. Neyse ki geniş mutfak amerikan mutfaktı da Can oturduğu koltuktan sevgilisini iş yaparken izleyebiliyordu.
Havanın soğukluğuna tezat olarak giydiği kısakollu beyaz tişörtü, iş yaptıkça kasılıp gevşeyen yapılı kollarıyla tam bir görsel şöleniydi. Altındaki gri eşofmandan bahsetmek istemiyordu bile Can.
Yerinden sessizce kalkarak hem telefondan açtığı şarkıya eşlik edip hem de fırından çıkarttığı böreği kesmeye çalışan sevgilisinin yanına adımladı. Göğsünü, sevgilisinin sırtına yasladığında ellerini iki yanından geçirerek karnında birleştirdi.
Turgut korkuyla hafifçe sıçrarken "Korktum." dese de yağlanmış ellerini sağındaki mavi beze silerek karnındaki elleri tuttu. Can, dibindeki kahvelisinin ensesine burnunu sürttü ve derin bir nefes aldı. (YN: CAN AZDI HELP!!)
Ardından kafasını biraz daha sağa çevirerek Turgut'un pürüzsüz ve yeni traş olduğu için traş losyonu kokan boynuna tüy hafifliğinde bir öpücük kondurdu. Bu öpücük kahvelinin vücudundan bir titreme geçerirken, kendini arkasındaki kirpisine yasladı ve "Can." dedi, ıkınır gibi bir sesle. "Ne yapıyorsun?"
Can, sevgilisinin boynuna bir öpücük daha kondurdu.
"Seni öpmek istiyorum."
Turgut, hızlanan nefesiyle, kafasını sola yatırarak kirpisine daha fazla alan sağlarken "Şu an tam olarak onu yapıyorsun." dese de Can'ın neyden bahsettiğini anlamıştı.
Can, kahvelisinin beklemediği bir anda Turgut'u kollarının arasından çıkarmadan kendine çevirirken Turgut şaşkınlıkla "Lan." dedi.
"Neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun sevgilim." dedi Can, kendinden emin bir şekilde yüzünü Turgut'un yüzüne yaklaştırıp, gözlerini kahvelisinin dudaklarına dikerken.
Can'ın bakışlarındaki açlıkla zaten yoğun olan ortamın havası tamamen kontrolden çıkarken Turgut da deli gibi istemesine rağmen "Hazır olduğunu sanmıyorum kirpi." dedi fısıldayarak ama kirpisinin dudaklarındaki bakışları konuşmasını zorlaştırıyordu.