3K OKUNMUŞUUZZ, YA SİZ NE YAPIYORSUNUZ KALBİME Mİ İNDİRECEKSİNİZ?
SİZİ ÇOK SEVİYORUM. YORUMLARINIZA CEVAP VERMEYİ ÇOK SEVDİĞİMİ DE SÖYLEMİŞ MİYDİM?
İyi okumalar minik kelebeklerim.
Oğuz, kafeye girdiğinde, masada tartışan ikiliye kaşlarını çattı ve onları sessiz olmaları için uyaran Mert'in yanına oturdu yavaşça.
Mert, yorgunca kendisine döndüğünde 'ne oluyor' dercesine gözünü kırptı Yeşil.
"Abi ne sen sor ne ben söyleyeyim."
Oğuz bu cevaptan tatmin olmayarak çiftin dikkatini çekmek için elini yumruk yaptı ve parmak boğumlarını kahverengi ahşap masaya vurdu, bir yandan "Aloo." derken.
Bir çift sinirden kısılmış ve kızarmış mavi gözler, irislerindeki dehşet iziyle kendisine dönerken irkilmeden edemedi. Kafasını tam karşısında oturmuş, artık kendisine bakan kahve gözlere çevirdi. Onlarda sinir yerine huzursuzluk gördü.
"Ne oluyorsunuz amına koyayım ya? Daha bir kaç gün önce çok iyiydiniz. Ponçik ponçik sarılıp duruyordunuz."
Can, sinir ve alayla karışık gülerken yayvanca sırtını sandalyesine yasladı.
"Turgut'a sor ne olduğunu."
Turgut, yorgunlukla elleriyle yüzünü sıvazlarken o da sırtını pes etmişlikle geriye yasladı ve bir elini Mert'e uzatarak "Mert, sen söyle kardeşim. Benim ne suçum var şimdi?" dedi.
Mert, teslim olmuşçasına ellerini havaya kaldırırken "Beni karıştırmayın olum." dedi ama içten içe Turgut'un bir suçu olmadığını biliyordu.
"Ula anlatsanıza şunu delirtmeyin adamı da."
Oğuz'un garip konuşmasıyla üç çift göz kendisine döndüğünde elini havada salladı ve "Hadi." dedi sabırsız bir sesle.
"Turgut evleniyormuş."
Can'ın alaylı çıkan sesiyle Turgut, en başa döndüklerini anlayarak gözlerini devirdi. Oğuz ise şaşkınlıkla yeşil gözlerini pörtleterek "Af buyur?" demişti o sırada.
Turgut, Oğuz'un da yanlış düşüneceğini anlayarak kavga sebeplerini anlatmaya başladı.
"Ya yok öyle bir şey amına koyayım ya. Annemin bir arkadaşı anneme 'Senin oğlun kocaman olmuş. Yakışıklı da maşallah.' tarzında konuşmuş. Annem de öyledir falan derken kadın bir gün müsaitseniz istemeye gelin demiş. Annem de bunu bana söyledi. Ben de tamam anne bakarız dedim başımdan savmak için. Abi muhabbeti dinlememiştim bile çalışıyordum bunu bana anlatırken."
Oğuz, olayın absürtlüğüyle bir kahkaha atarken "Ee sana kız istemeye mi gitcez şimdi?" dedi.
Can, dişlerini sıkıp "Oğuz!" diye tıslarken, kahveli "Lan saçmalama yok öyle bir şey. Sevgilim var benim farkındaysan." dedi.
Yeşil bir anlığına unuttuğu bu detayla aydınlanmış gibi "Enee doğru." dediğinde Can gözlerini devirdi.
"Benim anlamadığım bir şey var. Sen adam gibi dinlemediysen Can bunları nasıl biliyor?"
Turgut sıkkın bir nefes aldı ve kendisine bakan mavi gözlere baktı üzgünce. Aslında üzülüyordu bu duruma. Can'ı kimseye söyleyememesine.
"Olay da zaten burada patlıyor kardeşim. Sezin abla bize yemek gönderince annem zorla Can'ı eve alıp bunları anlatıyor, sen Turgut'un en yakın arkadaşısın diye. Kızın fotoğrafını gösterip öve öve bitiremiyor. Hatta ve hatta benim onayladığımı söylüyor. Onaylamadığım halde!"