"Doğum günü."

4.3K 282 121
                                    

Selamlar ifenim herkesee. Nasılsınız? İyisinizdir inşallah.

Bu bölüm aslında kafamda çok önceden hazırdı ama bir türlü cümlelere dökememiştim. Aklımdakileri elimden geldiğince buraya ve size aktarmaya çalıştım, umarım olmuştur. Umarım beğenirsiniz.

Sizi özledim 🥺  Bölümü, medyadaki şarkıyla yazdım ve nacizane fikrim siz de o şarkıyla okuyun 💕

Yorumlarınızı bekliyorum minik kelebeklerim.



17 Ağustos

Genç delikanlı, içinde saniye saniye büyüyen sıkıntıyla mavi gözlerini ovuşturdu. Beynindeki kötü senaryolar bir an olsun sonlanmazken elinden bırakmamakta ısrarcı olduğu telefonunun kilit tuşuna tıkladı. Aydınlanan ekranda hâla hiçbir bildirim yokken, artık ne düşüneceğini şaşırmıştı.

Sabahın erken saatlerinden itibaren kahvelisinden bir mesaj bir arama beklemişti ama gelmemişti. Saatler ilerledikçe mesaj beklemeyi bırakıp Turgut'u o kadar fazla aramıştı ki 'Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor...' diyen kadının sesi beyninde dört dönüyordu. Olay, mesaj atmamasından, aramamasından geçmişti artık. Sadece kahvelisinin iyi olduğunu bilmeye ihtiyacı vardı.

Meryem annesini bile aramıştı ama meryem hanım, oğlunun gece saat 11 civarı 'işim var' diyip çıktığını ve hâla gelmediğini söylemişti.

Kendi kendine acaba sürpriz falan mı yapacak diye düşünse de telefonunun kapalı olmasının bir anlamı yoktu. Kahveli, kirpisinin merak edeceğini bilirdi.

"Abi, eminim iyidir. Boşa telaş yapıyorsun."

Caner'in sakin sesiyle, endişeden titreyen mavilerini kendisininkiyle aynı tonda olan mavilere çevirdi.

"Ya siz anlamıyorsunuz ya da ben anlatamıyorum." dedi sıkıntıyla. "Caner, bu zamana kadar hiçbir şekilde böyle bir şey yapmadı. Yapmaz da. Benim endişeleneceğimi bilir. Ya bir şey olduysa?"

"O yaşlıya hiçbir şey olmaz oğlum, içini ferah tut sen."

Caner, sevgilisine mavi gözlerini belerterek baktığında Oğuz "Ne?" dedi, ellerini teslim olurcasına havaya kaldırırken.

Can, onları takmadan "Yok, ben bir daha arayacağım." dedi ve telefonunun kilidini açtı. Bu sırada evin içine yayılan kapının zil sesiyle uçarcasına kapıya gitti.

Kapıyı açtığında karşısına çıkan Derin'le omuzları yenilmişlikle düşse de küçük kızın elindeki çiçekler dikkatini çektiğinde kaşlarını çattı.

Küçük kız "Doğum günün kutlu olsun Can abi." diyip, çiçekleri minik elleriyle Can'a uzattı.

Can, hafifçe gülerek Derin'in boyuna inmek için tek dizinin üstüne yere çöktü ve beyaz güllerle dolu olan buketi eline aldı.

"Teşekkür ederim güzelim ama kim gönderdi bu çiçekleri?"

Derin, bilmiyorum dercesine omuzlarını ve ellerini yukarı kaldırarak dudaklarını büktü ve genişçe gülümseyip koşarak bahçeden çıktı.

Mavi gözlerin sahibi gülerek yerden kalktı ve üstünde hiçbir ipucunun olmadığı çiçeklere baktı. Kapıyı kapatmak için eli kapıya gitti ama birden karşısına fırlayan kahvelisiyle irkilerek bir iki adım geri gitti.

"Sana benden başka çiçek verebilecek adam anasının karnından doğmadı daha kirpim."

Can, Turgut'u sonunda sağ salim görebilmiş olmanın verdiği rahatlıkta derin bir nefes aldı. Aklı çıkmıştı kahvelisine bir şey oldu diye.

KİRPİ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin