Bebeklerim aşağıda Can'ın geçmişte ne yaşadığı var ve inanın hiç hoş değil. Yaşı yetmeyen veya okumak istemeyen okumasın. Düz yazının başladığı yerden okumaya başlasın.
Ayrıca bana uyarıyı yazmamı hatırlatanlara teşekkür ederim 🤍
Genç çocuk yorgunlukla gözlerini ovuşturdu ve masanın üzerindeki telefonundan saate baktı.
23.48. Ders çalışmaya başlayalı ne kadar fazla zaman geçtiğini fark ettiğinde oturduğu sandalyede sırtını dikleştirdi ve kollarını yukarı kaldırarak gerindi. Biraz mola verme bahanesiyle yerinden kalktı ve sarsak adımlarla mutfağa gidip ketıla biraz su koydu. Bir fincan çıkartarak içine nescafeyi döktü ve ketıl atınca kahvesini yapıp gerisin geri odasına döndü.
Arkadaşı dışarıda olduğu için ev fazla sessizdi ve bu sessizliği leyhini kullanarak saatlerdir ders çalışıyordu. Vize notları beklediğinin aksine düşük geldiği için finallerine daha fazla çalışmak en mantıklısıydı.
Yarım saat daha ders çalıştıktan sonra duyduğu kapı sesiyle kafasını kaldırdı ama arkadaşının geldiğini düşündüğü için çalışmasına devam etti. Düşündüğü gibi arkadaşının odasının kapısı açıldı ve bir kaç saniye sonra da kapandı sertçe. Normalde de çok sakin olmayan arkadaşının yine neye sinirlendiğini düşünürken kendi odasının kapısı sertçe açıldı.
Kapıdan giren kişiye bakmadan bile bu kişinin arkadaşı olmadığını anlayabilmişti. Evdeki en katı kuraldı mavi gözlü gencin odasına girilmemesi.
Odasına giren neredeyse kendisinin iki katı adamla hışımla sandalyesinden kalktı. Adama ne yaptığını sormak için ağzını açmıştı ki adamın "Nerede o orospu?!" demesiyle cümleleri ağzına sıralandı.
Adamın önüne geçti ve kaşlarını çatarak "Bakın beyefendi kimi aradığınızı bilmiyorum ama ne evime ne de odama bu şekilde girmeye hakkınız yok." dedi, sakince hissettiği sinirin aksine.
Adam, mavi gözlere hiddetle baktı ve iki kolundan da tutup, sarsarak "Burak orospusu nerede?" dedi buz gibi bir sesle.
Can, adamın tekin biri olmadığına yüzde yüz emin oldu ve "Bilmiyorum ama bilseydim de söylemezdim." diyerek kendini adamdan kurtarmaya çalıştı ancak başaramadığı gibi adamın sinirlenerek kollarını daha da sıkmasına sebep olmuştu.
Ağzından acıyla ufak bir inleme kaçarken Burak'ın böyle bir adamla ne işi olabileceğini sorguluyordu. Adamın bakışları karardı ve sert bir şekilde Can'a bakmaya başladı.
Can, odasında birinin -üstelik tanımadığı- olmasının verdiği güvensizliğin üzerine adamın bakışlarından da korkarak daha fazla çırpındı.
"Lan bıraksana amına koduğum."
Adam sinsice sırıtarak "Ellerimin arasında korkudan titrerken küfür etmen ne kadar mantıklı sence güzel çocuk?" dedi ve Can'ı sertçe yere fırlattı.
Kafası yere sertçe çarpan çocuğun mavi gözleri bir anlığına kararsa da kendini toparlayarak, ayağa kalktı ve cama doğru koştu. Ancak daha iki adım atmıştı ki arkasından hızla gelen adam, iki kolundan tutup arkaya çekerek mavi gözlü çocuğun kaçma girişimini bertaraf etti.