31. BÖLÜM

172 39 112
                                    


Müdüre hanım ile sarıldıktan sonra, müdüre hanımın masasının önünde ki sandalyelerde oturmuştuk.

- Ee İkracım anlat bakalım. Bizim bu dinden nefret eden İkra'nın nasıl müslüman ve tesettürü olduğunu

Diye sorunca ben bir kaç şey anlatmıştım. Müdüre hanım ise şaşkınlıkla bize bakıyordu.

- Maşallah. Rabbim ne güzel de nasip etmiş sana Müslümanlığı. Daimi daha da güzel olsun inşallah.

- Allah sizden razı olsun müdüre hanım. İnşallah.

Diye karşılık verdim müdüre hanıma. Müdüre hanım benim, Hira'nın ve kendisi için çay isteyerek sohbete devam ediyorduk.
Son olarak konu çalışmama gelince müdüre hanım,

- Şimdi gayet iyisin değil mi? Biliyorsunuz öğrencilerin okula alışması için, bu yıl erken eğitime başladık. Yarın öğrencileriniz okula gelmeye başlayacak.

Dediğinde bende ,

- Biliyorum Müdüre hanım. Dün sağlık kontrolünden geçtim. Gayet iyiyim

Dedim. Çaylarımız da geldiğinde odak noktamı çaya verdim. Bugünün verdiği mutlulukla ben çayımı yudumluyorken Hira ve müdüre hanım sohbetlerine devam ediyordu.

●●●● 2 saat sonra...

- Hira şimdi alışverişe gitmemiz lazım.

- Evet ya. Maşallah müdüre hanım sıraladıkça sıraladı istekleri.

- Şu yukarıda bir öğretmenlere uygun kitapçı var. Oraya gidelim. Bütün malzemeler orda vardır.

Arabayı söylediğim kitapçıya doğru sürdüm. Kitapçığının önüne geldiğimde Hira ile çantamızı alarak arabadan çıktık.

Ne zaman bu kitapçıya gelsem, Hira ile lise yılında gittiğimiz kitap fuarı aklıma geliyordu. O vakit lise üç olduğumuz için el ele tutuşmuş kitapların bize kattığı heyecanla bir oraya, bir buraya koşuşturuyorduk.

Ne zaman bu kitapçıya gelsek, aynı heyecanla büyük olan kitapçıya koşuşturarak , heyecanla kitap alıyorduk.

Ama şimdi alacağım belirli malzemeler olduğu için bizim koşuşturma gibi bir derdimiz olmayacaktı bu sefer.

Ben ve Hira, elimize verilen listeleri çıkartarak malzemeleri kontrol ediyorduk.

Ben almam gereken eşyaların olduğu raflara giderken, Hira da aynı şekilde alması gereken malzemelerin rafına gitmişti.

Mukavva karton, el işi kağıdı, oyun hamuru.... malzemeleri tek tek alarak kolumu doldurmuştum. Sonunda malzemelerimi tamamladığımda, önümü görmemi engelleyen malzemelerle kasaya doğru ilerlemeye çalıştım.

Ben önümü açmaya çalışarak, önüme bakmaya çalıştığımda karşımda duran bir raftan bir kitap gözüme ilişmişti. O kitabın aylarca aradığım kitap mı diye merak ederek yazarını okumaya çalıştığım için, ayağım bir yere takılmış ben tam düşecekken birinin beni tutmasıyla yere yapışmaktan kurtulmuştum.

Hayatım boyunca, hiç duymak istemediğim ses kulağıma ilişince, bu sefer zor tuttuğum malzemeler de benim şaşkınlığımın kurbanı olarak yere saçılmıştı.

Ben karşımda bana sırıtarak bakan Ateş'e korkuyla bakarken , Ateş de benim tersime eğlendiğini açık, net gösteren yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

- Nerde kaldınız ama. Ben sizi o kadar çok bekledim. Bu arada Hira nerde? Ona da bir merhaba diyeyim.

- Ne saçmalıyorsun yine

ÂRAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin