28. BÖLÜM

193 57 26
                                    

Feracelerimizi giydikten sonra, hep birlikte kızlarla merdivenlerden inerek dışarı çıktık.

Bu sefer hepimiz kendi arabalarımızla gidecektik. Çünkü benim hastane dışında annemlere uğramam gerekiyordu. Hira da annesine aldığı eşyaları göndermek için kargoya gidip eşyaları teslim edecekti.

Melis ve Almira ise hastane de oldukları için her türlü ihtimale karşı arabalarını getirmişlerdi.

Ben arabama binerek arabayı çalıştırıp, bagajdan zaten çıkmış olan arabaları takip ederek yola koyuldum.

Yolda geçen sessizlikten sıkılarak telefonumu bağlayarak, hafız olan Osman Bostancı'nın okuduğu duaları dinlemeye başladım. Maşallah o kadar güzel kur'an'ı keriminin sürelerini seslendiriyor ki.

Ben karar vermiştim. İnşallah gelecek yaz hafızlık için bir kurs'a başvurup, Allahın izni ile hafız olacaktım. Düşünsenize yürüyen kur'an olacağım. Gittiğim her yerde elimde olmasa dahi aklımda olan ezbere olan kuran sureleriyle gidecektim.

Düşüncelerimden sıyrılarak , gelmiş olduğum hastane'nin etrafında boş park yeri arıyordum.

"Hah şurada boş yer var" diyerek arabamı boş park yerine doğru sürdüm. Profesyonel olan sürücülüğümle arabamı park edip arabadan çıktım.

Etrafıma bakındığımda kızları daha hiç bir yerde görememiştim . Telefonumu çantamdan çıkararak Cennet dostum'u aradım.

📞 Alo. Selamünaleyküm Hira'm neredesiniz. Ben sizi göremedim de

📞 Aleykümselam İkra'm ben yeni boş park yeri buldum. Arabayı park edip geliyorum hemen.

📞 Tamam canım. Seni hastanenin girişinde bekliyorum.

📞 Tamam. Allaha emanet ol canım. Ben de hemen geliyorum

Diyerek telefon konuşmamızı sonlandırdık. Ben hastane'nin girişine doğru yürürken karşı da Melis ile Almira'yı gördüm. Elimde olan telefonumla çakma kuzenimi arayarak,

📞 Selamünaleyküm çakma kuzen. Arkanızdayım. Beni bekleyin.

📞 Aleykümselam kuzen. Tamam gördük seni.

Dediğinde ben telefonu kapatarak adımlarımı daha da hızlandırıp kızların yanına gittim.

Şimdi de hep birlikte girişte Hira'yı bekliyorduk. Karşıda hızla bize doğru gelen Hira ile birlikte Melis ve Almira içeri girerek başlamış olan mesailerine hazırlık yapmaya gittiler.

Hira da geldiğine göre artık doktorumun yanına gidebilirdim. Ben korkuyla koridordan ilerlerken Hira da emin adımlarla yürüyordu. Odanın kapısına gelene kadar bana hep destek olmuş, moral verebilecek her şeyi bana sıralamıştı.

Kapının önüne geldiğimde kalbim kıpır kıpır olmuştu. Çok korkuyordum gerçekten. Ya bir şey çıkarsa. Ne yapacaktım sonra.

Ben kapının önünde tedirgin bir şekilde dururken, Hira elimi tutarak güven veren gülümsemesiyle,

- Hadi İkra kapıya tıkla ve içeri gir. Güven bana, sen çok daha iyi oldun ve mesleğini etkileyecek herhangi bir kötü durumla karşılaşmıyacaksın. Şimdi ben senin yerine kapıya vuruyorum. İçeri gir ve güzel haberlerle çıkıp bana sarılarak anlat.

Dediğinde bedenime bir rahatlama yayılmıştı. Hira kapıyı tıkladığında ben derin bir nefes alarak içeri girdim.

- Selamünaleyküm İkra hanım. Hoş geldiniz

ÂRAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin