24. BÖLÜM

194 60 186
                                    

Güney hesabı ödedikten sonra hep birlikte ayaklandık.

Bu sefer yine Ege tekerlekli sandalyemi yukarı kadar sürmüştü.

O kadar çok yorgun hissediyorum ki beni yatağa uzattıkları gibi bilinçsizce uykuya dalmıştım.

Gözümü açtığımda odamda ki herkes bir köşeye çekilmiş uyuya kalmışlardı. Yalnız bir kişi hariç.

Boğuk çıkan sesimle Ömer'e bakıp

" Siz neden buradasınız hâlâ. Hem neden uyumadınız ?"

Diye sorduğumda Ömer yalnızca şuursuzca bana bakıyordu.

Bu çocuk harbiden günahı falan unutuyordu.

Hem hem hatırladığım kadarıyla hafız dı da.

Ben yine Boğuk sesimle

" Neden günah olduğunu bile bile bana bakıyorsunuz. Lütfen yapmayın. Size bir zarar gelmesini istemiyorum, yanmanızı yanmamızı istemiyorum ."

Dememle Ömer gülümsemişti.

" Rabbime sonsuz kere şükürler olsun ki dualarımı kabul etti. Şuan onun mutluluğundan inan ki ne yaptığımın farkında değilim "

" Farkında olmalısınız ama. Unutmayın ki bana bakmanız sizin düşündüğünüz gibi size kazanç değil zarar getirir"

Dediğimde Ömer hemen başını eğmişti.

" Ben çay alayım size"

Diyerek odadan çıktı.

Aferim ona. Hemen de nasıl canımın çay çektiğini anladı.

Ben etrafımda ki uyuyan mükemmel insanlara baktığımda gerçekten de ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha anladım.

Çok tatlı çok temiz bir ailem arkadaşlarım vardı.

Ablamın tarafına baktığımda Metin abi'nin de burda olduğun gördüğümde çok şaşırmıştım.

Bu adamda kesin bir şey vardı. Belli oluyordu da ablamı çok sevdiği.

İnşallah bir aya kalmaz onları da everirdik. Yoksa ablam evde kalır bu gidişle .

Sonra tek tek analizlerimi yaparak kızlara döndüm.

Hamza ile Hira onlar hayatım da gördüğüm birbirlerine yakışan en güzel çiftlerdi. Yani ilerde inşallah çift olacaklar.

Ege ile Melis onların ilişkilerini çok beğeniyorum. Ege Melis'i çok tatlı çok temiz seviyor

Güney ile Almira onlar ın sevgisine de hayran kaldım. Güney helalini gözünden bile sakınıyor.

Ben biraz daha analiz yapacakken Hira'nın sesiyle ona baktım.

Hira

" Hayırdır insanları dikizlemeye mi başladın artık? "

Diye sorduğunda ben de

" Evet yiaa özellikle sen ve Hamzayı dikizledim. Maşallah çok yakışıyorsunuz "

Dediğimde Hamza'nın da açık olan gözlerini görmemle minnak dilimi yutmuştum.

Ben ne yapsam nasıl kaçsam diye düşünürken içeri kocaman tepsiyle içinde çay dolu olan Ömer girdi.

Ne kadar da düşünceli yiaaa.

Ömer ilk benim yanıma gelerek hiç yüzüme bakmadan bardağı yanımda ki masaya koydu.

Ben kısık sesle teşekkür ettiğimde bizimkiler de yavaş yavaş uyaniyorlardı.

ÂRAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin