38. BÖLÜM

158 33 104
                                    

Lütfen medya'yı açıp öyle kitabı okumaya başlayın canlar💙












Bugünün değeri hepsi için çoktu. Bugün hepsi de mutsuzluklarını bir kenara bırakıp, yüzlerinde ki gülümsemeleriyle mutluluklarını gösterip Kader ablayı sevindireceklerdi.

Bugün Kader ablanın nişanı vardı. Nişan sadece aile arasında gerçekleşecekti. Hepsinde bir mutluluk telaşı vardı. İşte o telaşlı olan kişilerden biri de İkra idi.

Ablasının mürüvetini sonunda görmek ona nasip olmuştu.

- Anne lütfen yüzük tepsisini ben tutayım. Lütfen lütfen

- Hayır kızım olmaz. Erkek kardeşiniz olarak tepsiyi tutmak Ege'ye düşer. İtiraz yok. Hadi git de mutfaktaki hazırlıklara bak eksik bir şey olmasın.

Diyen anneme karşı tepinmemek için kendimi zor tuttum. Tepsiyi ben tutsam ne olacaktı sanki. Bir kere heves ettim ben ama yaa. Afff.

Annemin yanından ayrılarak mutfağa doğru gittim. Bizim üçlü mutfakta toplanmış, her biri elinde bir işle uğraşıyordu.

Bende acaba oturup onlara ne yapmaları gerektiğine dair komut mu versem. Oh ne güzel olurdu.

Tabi hayalimde kurmam daha güzel olurdu. Gerçeği olsa, Hira beni parça pinçik eder. Ay aman Allah korusun.

İş yaptığım belli olsun diye gidip geliyordum. Yalnız sadece gidip geliyordum bir şey yaptığım yoktu.

Bu durumumu Hira fark etmiş olacak ki , karşıma dikilip tek kaşı kalkık bir şekilde bana bakarak,

- İkra hanım. Ne işle uğraştığınızı sorabilir miyim?

Diye sorduğunda aklıma gelen ilk cümleyle,

- Hayır soramazsın.

Dediğimde Hira koluma bir tane indirdi. Ardından anneme seslenerek ,

- Meleeek teyzeee!! İkra hiç iş yapmıyoooor. Varmı elinde kalan iş?

Dediğinde, annemden hiç gecikmeden cevap geldi.

- Var kızım olmaz olur mu? Gelsin burda şey yapsın şey hah terasa bir çeki düzen versin.

Dediğinde, ben sırıtarak aynı şekilde anneme seslenerek,

- Anneeeeğ! Orası sabah ben tarafından temizlendi.

Dediğimde annemde ses kesilmişti. Hira'ya baktığımda onun da etrafı süzdüğünü gördüm. Sanırım bana iş bulma çabasındaydı.

Anlamıyorum yani dünden beri ev temizliği ile yemeklerle uğraşıyoruz. Eksik olan bir şey yok her yer temiz onlar neden yerlerinde durmuyor ve banada iş bulma çabasındalar.

Sıkkınlıkla kolumda ki saate baktığımda, saatin dört'e geldiğini gördüm. Metin eniştem de beş'te gelecekti. Yani tam bir saatimiz vardı.

Biraz heyecandan bir şey çıkmaz diye düşünerek, evin ortasında yüksek sesle bağırmaya başladım.

- Heeyy millet saat dört buçuğu gösteriyor. 20 dk sonra eniştem burda. Koşun giyinin.

Dediğimde, hepsi de ellerinde olmayan işleri bırakıp sorgusuz sualsiz odalara doğru koşmaya başladılar. Fenamı yani benim sayemde erken hazırlanmış olurlar.

Onlar gelene kadar çay içmekte bir sakınca bulmayarak suyun kaynaması için ketıl'e koydum.

Su kaynadığında çayı demleyerek, çayın demini tutması için biraz bekledim. Melis hanzoca mutfağa dalarak,

ÂRAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin