Hira sert olduğunu düşündüğü bakışıyla bize baktığında hemen susmuştuk. Ardından tekrar ambulans görevlisine bakarak,- Bakın burda size hak veriyorum. Ben gayet sağlıklı olduğum kadar sizde kafanızdan hastasınız. Beyin cerrahına görünün derim.
Diyerek bana doğru geldi. Hira yanıma geldiğinde,
- Hira abartılı olamadı mı sence? Onlar işlerini yapıyordu. Git özür dile hemen.
Dediğimde, Hira bana bakıp ardından, pişman olduğu zamanlarda yaptığı şeyi yaparak kolunda ki saatle oynamaya başladı. Sonra da başını kaldırarak,
- Haklısın. Abarttım biraz. Özür dileyip geliyorum.
Diyerek hemen ambulans görevlisinin yanına gitmişti. Ben Hirayı izlerken, yanımda bir kıpırdama hissedip, hemen yan tarafıma baktığımda Ömer'i gördüm. Ömer lafı hiç ağzından dolandırmadan, doğrudan
- O adam kimdi? Sizi nerden tanıyor?
Diye sorduğunda ne diyeceğimi bilemedim. Ömer tekrar ,
- Onu tanıyor musunuz ?
Diye sorduğunda ben sorularını fazla cevapsız bırakmayarak,
- Liseden tanışıyoruz. İsmi Ateş.
- Anladım.
"Bravo sana. Ayakta alkışlayalım istersen "
" Şııışştt hiç ortaya çıkacak vakit değil iç ses. Eve gidince seninle bol bol bugünün analizini yaparız "
" Gıybet yahu gıybet. Bunun hesabını senin beden değil benim ruh verecek. "
" Vayy. İmanlı görl. Dur ismini buldum. İmanlı ses artık senin ismin. Hem sen ben, ben de sen olduğumuz için içten dışa aktarılan konuşmalar gıybet sınıfından sayılmaz. Yani en azından öyle tahmin ediyorum. Neyse hadi seninle çok konuştum imanlı ses. Evde görüşürük. Selametle "
" Görende içinden çıkıp, seyahata çıkacağımı sanır. Burda içinde bir yerde sessizce seni bekleyeceğim. Unutma ben çıkarsam sen yere yığılırsın "
" Tamam imanlı ses. Hadi görüşürüz. "
Diyerek iç sesle bağlantımı kopardım. Ömer'in hâlâ yanımda olduğunu gördüğümde, sabahtandır aklımı kurcalayan düşünceyi açıkça Ömer'e aktararak ,
- Neden elimi tuttunuz kavga anında?
- Af buyurun ?
- Bakın Ömer bey. Ben sizin imanınıza düşkün olduğunu sanıyordum. Bildiğiniz gibi ben size haramım. O sırada kavga olsa bile elimden tutmanız sizce doğru mu ?
- Tabi ki doğru değil. Yalnız bu söylediğiniz imam nikahı olamayanlar için geçerli.
- Ne anlamadım.
- İkra! hadi gidelim. Kızlara iyi olduğuma dair haber de yolladım. Eve gidelim.
- Tamam geliyorum.
Diyerek, yanımda olan Ömer'e şaşkınlıkla, hiç bir şey anlamamışcasına bakarak Hira'nın yanına gittim. Hira da tam zamanında çağırmıştı beni. Ömer ne demek istedi ki?
" Yalnız bu söylediğiniz imam nikahı olamayanlar için geçerli. "
eeee bunu ne düşünerekten söyledi. Ben bilmiyormuyum imam nikahı olmayan kişilerin birbirine haram olduğunu. Biliyorum tabi. Hem Ömer ile de nikahsız olduğumuza göre onunla da birbirimize karşı haramız. Afff beynim iflas etti edecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂRAF
Humor/Bölümler Düzenlenecek/ EZAN EŞLİĞİNDE YÜREĞİME AKAN DUALARDA BULUŞALIM... Fatma Karataş Ateist olan baş karakterimiz bir kaza sonucu komaya girer. Komada olduğu süreçte başka bir dünya da başka insanlarla tanışır. Tanıştığı üç müslüman arkadaşlar...