14. BÖLÜM

216 73 46
                                    

Selamünaleyküm kardeşlerim

Nasılsınız? İyisinizdir inşallah😘😘

Uzun bir aradan sonra yine ve yine sizinleyim.

Şimdi okumaya geçmeden önce YILDIZIMIZI parlatıp öyle okumaya geçelim ❤❤🌷

İYİ OKUMALAR📖📖

Ben , bana bakan gence bakakalmışken , Hira'ya uyuz uyuz gülen çocuk, şuan baktığım kişiye dokunarak

" Hadi Ömer gidelim" demesiyle Ömer denen çocuk bişey demeden aynı benim gibi şaşkın bir yüz ifadesiyle gitti.

Büyük ihtimalle tanıyorduk birbirimizi. Baksanıza rüyamda Kutay olarak gördüğüm kişi gerçekte Ömer çıktı.

Şimdi daha çok merak ederek, eve girmek suretiyle bir ara Hira'ya sorarım diye düşündüm.

İçeri girdiğimizde yine tanıdık bir ses kulağımı doldururken,

" Ya abi ne demek anahtarı kaybettim. Şimdi biz ne yapacağız?" diyen o adamın sesine karşılık , Ömer

"Hamza kardeşim biraz sakin ol . Şimdi çilingir çağırırız"
dediğinde hiç duymadığım ve de tanımadığım ses devreye girerek,

" Abi senin bahsettiğin çilingir 2.5 saatlik uzağımızda "
dediğinde Ömer iç çekerek ,

" Tamam biraz sakin olun. Biz de artık çilingir gelene kadar dışarda otururuz " dediğinde,
babam bizim gibi bütün konuşulanları duyduğu için Ömer'in yanına giderek

" Oğlum eve gelin çilingir gelene kadar"

dediğinde, Ömer denen adamın gözleri nedense hemen bana dönmüştü. Tabi diğerlerinin de.

Sonrasında Ömer ve Hamza haricinde olan bir çocuk devreye girerek,

" Olur mu öyle şey İhsan amca. Rahatsızlık vermiş oluruz " dediğinde babam,

" Ege oğlum bak duymamış olayım böyle bir şey. Nasıl rahatsızlık verirsiniz bize. Hem siz bana emanetsiniz sizi bırakmam "
dediğinde artık inkar eden kimse yoktu.

Ben hala bişey anlamamıştım. Şimdi ben ve ablam burda kalmıyormuyduk. Babamla ve annemle o sıra konuşmuyorduk haliyle. Onlar da hiç gelmezlerdi . Şimdi nasıl oluyor da onları tanıyor. Diye içimden düşünüyordum.

Düşüncelerimden sıyrıldığımda başımı kaldırdığımda , babamın tam da Ömerlerin kapısının önünde ki kapıyı açıyorlardı. Demek ki komşuyduk.

Herkes içeri girdiğinde en son ben ve Ömer girmiştik.

Ev biraz büyük olduğu için girişten öyle bakınıyordum. Acaba salon neresi diye. Yanımda ki kişi yani Ömer konuşarak,

" İyimisiniz? Neden durakladınıź? Bişey mi oldu?" Diye sorduğunda, ben biraz çekinerek,

" Şey ben nereye gideceğimi bilmiyorum. Yani hatırlamıyorum "
dediğimde, Ömer bana o güzel gözleriyle yine şaşkınlıkla bakıyordu. Ve ardından,

" Siz şimdi hiçbir şey hatırlamıyor musunuz?" Diye sorduğunda
Ben,

" Evet çoğu şeyi hatırlamıyorum. Sizi bile"
dediğimde, Ömer'in yüzündeki şaşkınlık izleri gitmiş yerine kırgınlık belirtileri gelmişti.

Ben bizim böyle yalnız koridorda olduğumuzu fazla uygun bulmayarak, seslerin geldiği tarafa doğru yürümeye başladım.

En son sesin yoğunluğunun geldiği odanın önünde durup sonrasında kapıyı açtığımda, içeri de sadece babamların ve o gençlerin olduğunu gördüm.

ÂRAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin