~Son Evlilik Bükücü~
Cihangir Sahra'nın alındığı yoğun bakım ünitesinin otomatik şifreli kapısını izlerken Ali yanına çöküp onun gibi duvara yaslandı ve omzuna vurdu.
Üç gün olmuştu ama ne Sahra uyanmıştı ne de durumu hakkında ellerine doğru düzgün bir bilgi geçmişti.
İlk gün yapılan testlerde hiç bir şey çıkmayınca Sümeyye Cihangir'in yakasına yapışmış ve her şeyin suçlusunun Cihangir olduğunu söylemişti.
Annesi Sümeyye'yi sakinleştirip oradan uzaklaştırırken ablasının hastalanmasının Allah'ın takdiri olduğunu ve bunun bir imtihan olduğunu söyleyerek eniştesinin bir suçu olmadığını belirtmişti.
Fakat Sümeyye kendisine saldırıp suçlu olduğunu söylediğinde bunun doğru olduğunu düşünen ikinci kişi kendisiydi.
Sahra'ya her ne olduysa mutlaka Cihangir'in bir suçu vardı. Hiç bir şey yapmamış olsa bile kendisine emanet edilen cana doğru düzgün sahip çıkamamış o düşüp bayılana kadar bir şeyi olup olmadığını anlayamamıştı.
Muaz olayın olduğu ân orada bulunanlardan biri olduğu için Ecmel'i de Elif gibi Cihangir'in arabasına yollarken kendisi motoruyla hastaneye gelmişti.
Elif yolda Furkan'ı arayıp haber verirken ilk aşama da kimsenin aklına ailesini aramak gelmemişti. İki saatlik bekleyişten sonra Sahra'nın telefonuna ulaşamayan annesi Cihangir'i arayınca olanlar olmuştu. Herkes soluğu hastanede almıştı.
Sahra'nın hastaneye kaldırılışının akşamında annesi-babası, abisi, Sahra'nın ailesi ve kendi arkadaşları hastanedeydi.
İkinci gün Sena Hanım Firdevs'i Sümeyye'nin yanında hastanede bırakmıştı.
Hacer Hanım tüm gece hiç uyumadan kızından gelecek bir haberi beklemişti ama sabah doktorun da henüz hiç bir şeyin belli olmadığını söylemesiyle ikna edilerek Sena Hanım tarafından eve götürülmüştü.
Tarık Bey de Cihangir'in babası Harun Bey'le beraber kafeterya da oturmuş gelecek küçük bir haber bekliyorlardı.
İkinci günün akşamında doktor hastanede beklemenin bir faydası olmadığını söyleyerek herkesi eve göndermişti ve sadece eşi olduğu için Cihangir'in kalmasına müsaade edilmişti.
Eş kelimesi Cihangir'in içinde bir yerleri yakarken yüzünde acı dolu bir tebessüm oluşmuştu.
Üçüncü günün sabahına kadar arada sırada uyuklamak dışında gözünü bile kırpmamış ve namaz vakitleri dışında ayrılmamıştı.
Aslan'ı medresede ziyaret ettiği günlerden birinde çocuğun kendisine yeni öğrendiği şeyleri anlatmasıyla eski zamanlarına dönmüş ve özünden kopmanın ona hiç bir faydası olmadığını kabullenerek tekrar namaza başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Evlilik Bükücü
SpiritualAptallar Takımı Psikolojinizin etkilenebileceği düşüncesindeyseniz 18 yaşından önce okumayın. (Henüz düzenlenmemiştir.)